1) Başıboş köpek sorunu nedir?
- Son bir kaç yılda sokak köpeklerinin nüfusunda gözle
görülür bir artış yaşandı. Bazı yerlerde köpeklerin sürü halinde gezmesi sosyal
hayatı tehdit etmektedir. Popülasyonun artışına bağlı olarak köpek saldırısı,
ısırma ve kudüz vakalarında da istatiksel bir artış görülmektedir. Bununla
birlikte kamuoyunda giderek dozu artan bir tepki bulunmaktadır. Özellikle bazı
kişiler bu konuda ciddi kampanyalar yürütmektedir. Örneğin twitter'da takipçi
sayısı yüzbinleri bulan bazı kişilerin neredeyse tüm paylaşımları köpek
karşıtlığına dönüşmüştür. Haliyle sosyal medyadaki bu etkinlik sokaklarda
yaşananlardan çok daha etkili olmakta, kamuoyunu ve hükümeti etkilemektedir.
2) Ne yapılmak isteniyor? Sorun ve çözüm nedir?
Mevcut "Hayvan haklarını koruma kanunu"nda
değişiklik yapılması isteniyor. Mevcut kanuna göre başıboş köpekler için
"yakala-aşıla-kısırlaştır-sal" prensibi uygulanmaktayken yapılmak
istenen değişik ile "yakala-barınağa al-rehabilite et-sahiplendir veya
uyut" şeklinde uygulanmak isteniyor. Kesin olarak yapılmak istenen şey,
sokaklarda hiçbir başıboş köpeğin varlığına izin verilmeyeceğidir. Ancak bu çözüm
bu şekilde uygulanırsa milyonlarca köpeğin itlaf edilmesiyle sonuçlanabilir.
Çünkü şu an mevcut barınak kapasitesi dışardaki başıboş köpek sayısının
%10'undan daha az. Dolayısı ile bu hayvanları itlaf etmeden sokaklardan
temizlemek mümkün değil.
3) Başıboş köpekleri sayısı nedir? Neden bu kadar
çoğalıyorlar?
Türkiye’de resmi verilere göre 1,3 milyon köpek
bulunmaktadır. Bunlar yakalanıp küpelenmiş olanlardır. Ancak 4 milyon başıboş
köpek olduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda sayılarında ciddi bir artış olduğu
gözleniyor.
Köpekler insanların ürettikleri çöpler ve bu çöplerin etrafında
oluşan haşereler ile besleniyor. Dolayısı ile nüfusunun artışı sadece serbestçe
çiftleşiyor olmalarından kaynaklanmaz. Besin zinciri geliştikçe bunların nüfusu
da gelişir. Bizim son yıllarda ürettiğimiz organik çöplerimiz arttığı için
köpek nüfusu da artmaktadır.
Çöplerin kontrol altına alınmadan sadece köpeklerin ortadan
kaldırılması şehirlerdeki haşere popülasyonunu patlatabilir.
4) Hayvanseverler sosyal medyayı ayağa mı kaldırıyor?
- Hayvanseverler elbette hayvan haklarının korunması ve
köpeklerin uyutulması çağrılarına karşı kampanyalar oluşturuyor. Ama bu tek
taraflı değildir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi köpeklerin komple itlafını
savunan kişilerin bu konuda yaptıkları kampanyalar, çıkardıkları gürültü ve
tantanalar daha az değil. Sürekli köpek saldırılarını içeren anonim videolar
bulup paylaşıyorlar. Twitter hesabının tüm paylaşımlarını buna ayıran insanlar
var. Dolayısı ile bu iki taraflı bir durumdur.
5) Mama lobisi kimdir?
- Köpek karşıtı grubun kullandığı argümanlardan biri de
"mama lobisi"dir. Peki bu mama lobisi kimdir? Mama üretici firmaları
ve hayvan haklarını savunan STK'lar, dernekler... En son "Masak raporu ile
mama lobisi deşifre oldu" diye bir haber servis edildi. Haber ulusal basın
organlarından sadece Yeni Şafak'ta çıktı. Bu habere göre söz konusu STK'ların
mama üretici firmaları ile finansal ilişkileri ortaya çıkmış. Ancak haberde
kimin kime para artardığı belirsizdir. Örneğin STK'lar halktan topladıkları
paraların bir kısmı ile mama almışlarsa bu durumda STK'lardan mama
üreticilerine finansal hareketler normal ve yasaldır.
Bana göre bu "mama lobisi" ifadesi bir tür
propaganda aracıdır. Çünkü halkımız bu tür lobilerden nefret eder ve doğru olup
olmadığını test edebilecek bir birikime sahip değildir.
6) Başıboş köpekleri mama lobisi mi destekliyor?
- Tam tersi. Sokak köpeklerinden mama üreticilerinin nasıl
bir faydası olabilir? Mama üreticilerinin asıl müşterileri petşoplar ve sahipli
hayvanlardır. Bu durumda sokak köpeklerinin kaldırılması ve sahiplendirilmesi
mama üreticilerinin daha çok işine yaramaz mı? Örneğin normal insanlar
sokaktaki köpekleri beslemek için mama almıyorlar. Ama o köpekleri sahiplenip
evine alırsa o zaman onu düzenli olarak beslemek zorundadır. Onun için kendine
et, tavuk, balık aldığın gibi köpeğine de mama alman gerekir. Dolayısı ile
sahiplendirme ile sonuçlanacak köpek karşıtı kampanya aslında tam olarak mama
lobisine hizmet edebilir.
7) Hayvan hakları savunuculuğu yapıp zimmetine para geçiren
dernek ve STK’lar için ne diyeceksin?
Bu da hayvanların değil, insanların kötülüğünü gösterir.
İnsanlar birçok iyi şeyi suistimal ederler. Örneğin yoksullara yardım toplayıp
dağıtmak için kurulmuş birçok dernek vardır. Bunların hepsi gerçekten topladıkları
yardımların tümünü yoksullara dağıtıyorlar mı?
8) İtetapar, köpekperest kimdir?
Üzüntü ile duyduğum sözcüklerdir. Köpek karşıtları hayvan
haklarını savunanlara bu şekilde hitap ediyor. Bu kadar saldırgan ve töhmetçi
bir toplum olmamalıyız. Mesela ben bir müslüman olarak bana göre sırf sokakları
temizlemek için köpeklerin öldürülmesi bir cinayettir. Bu köpekler de tüm
canlılar da Allah’ın mahluku ve kullarıdır. Ayette “ve izal vuhuşu huşiret”
diyor. Mahşer gününde vahşi hayvanlar bile diriltilip hesaba getirilecek.
Elbette mahşer gününde onların bir sorumluluğu yoktur ve sorumlu olan tek
varlık insandır.
Bana gelince ben bir köpek sever değilim. Hatta
hayvansever
bile değilim. Hayatımda hiçbir hayvan beslemedim. Şafi kökenli olduğum
için
hayatımda hiçbir köpeğe dokunmadım. Ama merhamet etmek başka bir şeydir.
Bir köpeğe merhametiniz yoksa siz nasıl Müslümanlarsınız?
Adalet bizim sevgimizle alakalı değildir. Sevmediğin bir kişinin veya
bir canlının dahi hakkını
savunamıyorsan adaletten nasibini almamışsın demektir.
9) Hadiste köpekleri öldürün demiyor mu?
- Hiçbir hadis "bakamayacağınız köpeklerin tümünü
öldürün” demiyor. Ayrıca saldırganlık göstermeyen hayvanların öldürülmesi de
dinen yasaktır. Hadislerde vahşi saldırgan ve kudüz köpeğin öldürülmesi
emredilmiştir. Yine de bu hadisler muvakkat ve meşruttur. Yani bu emirler
belirli koşullar altında ve geçici olarak verilmiştir. Kuran’da da
"kafirleri bulduğunuz yerde öldürün” diye bir ayet vardır. Niye her
bulduğunuz kafiri öldürmüyorsunuz. Elbette o ayetler savaş ortamı ile
ilgiliydi. Her zaman ve her koşulda geçerli değildir.
10) Köpekler saldırgan değil mi?
- Sokak köpeklerinin saldırganlığı nadirdir. Saldırgan olan
sahipli köpeklerdir. Onlar da sahiplerini ve alanlarını korumak amacıyla bunu
yapıyorlar. Köpeğin doğası bu şekildedir. Sokak köpeğinin ise savunacak bir
sahibi ve bir mekanı bulunmadığından saldırganlık göstermezler. Bununla
birlikte sokak köpeklerinin saldırganlık gösterdiği zamanlar da olabilir. Ancak
bunun sebebini araştırın. Eğer köpekler insanlardan şiddet ve kötü muamele
görmüşse onlar da saldırganlık gösterebilir.
Yine de saldırganlık gösteren barınaklarda toplanabilir.
Bunlar tedavi ve rehabilite edilmeli. Saldırganlıktan vazgeçmiyorsa da
veteriner onayıyla uyutulabilir. Yani itlaf edilebilir.
Köpekler binlerce yıldır insanlarla birlikte simbiyotik bir
ilişki içindeler. Köpekler, aslan, kaplan, pars, ayı, kurt gibi yırtıcı
hayvanlardan farklıdır. Çünkü evrimsel olarak insanlarla uyum sağlamışlardır. Bu
köpeklerle hiç sorun yaşamayacağımız anlamına gelmez. Hayat karmaşıktır. Kendi
eşini çocuğunu anasını babasını kardeşini ve kendini öldüren insanlar bile var.
Dolayısı ile münferit vakalar üzerinden köpekleri şeytanlaştırmanın lüzumu yok.
Burada düşünülmesi gereken şey şu olabilir? Bilimsel olarak
ve istatistiki olarak başıboş köpeklerin insanlara karşı ve doğrudan kendi
doğasından kaynaklanan tehdit oranı nedir? Saldırıların kaçta kaçı başıboş
köpek ve sahipli köpek? Bu saldırıların kaçında insanların hataları mevcut. Başıboş
hayvanlara köpeklere, kedilere yılkı eşeklere sık sık saldıran ve işkence eden çocuklar
ve insanlar da var. Bazı köpek saldırganlıkları bundan kaynaklanıyor olamaz mı?
11) Sahiplendirme nedir? Sahiplendirme işe yaramaz mı?
- Yeni çıkarılmak istenen yasaya göre köpeklerin
sahiplendirilmesi teşvik ediliyor. Köpekler barınaklara alınarak
rehabilite
edilecek ve hayırseverlerin sahiplenmesi için sergilenecek. Hükümet
yetkilileri de hayvanseverlere çağrıda bulunarak sahiplenme için güçlü
bir destek istiyor.
Bana göre bu uygulanması mümkün olmayan son derece saçma
bir projedir. Hiç kimse sokak köpeğini evine almaz. Çünkü bu her bakımdan
yanlış, tehlikeli ve uygun olmayan bir durumdur. Bir ay içinde bir sokak köpeği
nasıl rehabilite edilir? Sen bir ayda onun tüylerindeki kirleri
temizleyemezsin. Sokak köpeği sokaklarda doğmuş büyümüş zor şartlar altında
mücadele ederek hayatta kalmış. Bir anda evin uyumlu süs köpeği olacağını nasıl
düşünebilirsiniz?
Sokakta çocuğun için ve senin için tehlikeli olan köpek
senin kendi evinde veya komşunun evinde tehlikeli olmayacak mı? Sokakta görmek
istemediğin köpek senin veya komşunun evine gelecek. Gerçekten de köpek
karşıtlarının istediği bu mudur?
Evlerde beslenen hayvanlar küçük ve özel cins hayvanlardır.
Sokak hayvanları ise daha büyük ve zor şartlar altında bir yaşam sürmüştür.
İnsanlara karşı güvensizdir. Alıp öylece evinde besleyemezsin. Çok ciddi
uyumsuzluk çıkar. Ayrıca şu anda herkes apartman dairelerinde yaşıyor. Müstakil
evler olsa tamam. Apartman dairesinin neresine koyacaksın köpeği.
Ayrıca evde köpek beslemek dinen de caiz değildir.
12) Bu sorunu çözmek hayvanseverlerin görevi değil midir?
Mevcut yasa değişikliği “sahiplendirme veya itlaf” gibi iki
seçenek sunuyor. Böylece hayvanseverlerin sokak köpeklerini sahiplenmeleri ve kurtarmaları
bekleniyor. Ancak bu bir şantaj pazarlığıdır. Çünkü bu hayvanların
varlığı ve yaşama hakkı hayvanseverin sevgisine ve fedakarlığına bağlı
değildir. Biz onları sevsek de sevmesek de onların yaşama hakkı var.
Ayrıca bazılarının dediği gibi “seviyorsan evine al besle”
demek de son derece ırkçı ve faşist bir tutumdur. Senin ona zulmetme hakkın
benim onu evime almamla ters orantılı değil.
13) Köpek saldırısı ile mağdur olanlar ne olacak?
- Bir köpek saldırdı diye tüm köpeklerin itlafını istemek
adalet değil intikamdır. Bu konuda mağdurları ileri sürmek çirkin bir ajitasyondur.
Burada “bir mağduru” dinleyerek tüm köpek türüne karşı karar almak mümkün
değildir. Senin çocuğunu eşek tepse, eşeklerin itlafı kararı konusunda sana mı
başvurmalıyız? Her gün trafikte evladını kaybeden yüzlerce acılı anne var.
Trafik yasalarını çıkarırken onlara soruyor musunuz?
Hayır yani bu benim başıma da geldi. 2007’de bir köpek benim
çocuğuma da saldırdı. Belki hayatımın en kötü travmasıydı. Hayatımda hiç o
kadar öfkelendiğimi hatırlamıyorum. Ama bir sokak köpeği değil komşunun köpeği
idi. Sokaklardaki köpekleri kaldırıp bunları sahiplendirirseniz
saldırganlıkların azalacağı anlamına gelmiyor. Tam tersine daha da artabilir.
Çünkü sahipli köpekler başkalarına saldırır.
14) Köpeklerin saldırganlığına dair bir sürü video
yayınlanıyor buna ne dersin?
- İstatistiki olarak köpek saldırısı çok azdır. Servis
edilen videoların çoğu anonimdir. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir
zamanda çekilmiş videolar sanki bugün burada bizim mahallede yaşanmış gibi sosyal
medyada paylaşılıyor. Halbuki her haberde olduğu gibi bu videolarda da 5N1K (ne,
nerede, ne zaman, nasıl, niçin, kim) uygulanması gerekir. Dolayısı ile bu tür
videoların üzerine atlamak ve aslını astarını öğrenmeden hemen paylaşmak doğru
değildir. Çünkü bu kadar köpek karşıtlığı yapmak da hayvan ırkçılığına girer.
Bunun dışında köpeklere
saldıran birçok insan videoları da var. İnsandan daha zalim bir varlık var mı?
15) Neden öldürülen çocuklara merhamet etmiyorsun da
köpeklere merhamet ediyorsun?
Bu da başka bir çirkin ajitasyon. Merhamet herkes için
gereklidir. Çocuğa da köpeğe de merhamet etmek gerekir. Elbette çocuklar
köpeklerden daha önemlidir. Bir çocuğa saldıran bir köpeğin elinden bir çocuğu
kurtarmak için gözümü kırpmadan o köpeği parçalayabilirim. Burada insanın
üstünlüğü ve önceliği tartışılamaz. Ama konu bu değil ki. Konu herhangi hayvanın
yaptığından dolayı alakası olmayan başka hayvanları da suçlamak doğru değildir.
Çocuklara merhamet etmek demek tüm köpeklere nefret etmek ve
tümünden intikam almak demek değildir. Saldırgan bir köpekten dolayı saldırgan
olmayan milyonlarca köpeğe acımasızlık göstermenin mağdur çocuklara merhamet
etmekle bir alakası yoktur.
16) İtlere harcanacak para neden emeklilere harcanmıyor?
Dini bütün ağabeylerimizden kardeşlerimizden bunu da duyduk.
Bu da başka bir ajitasyon. Bir şeyi yapmanın doğru olup olmadığı tartışılabilir
ama bir şey alakası olmayan başka bir şey ile ilintilenerek kıyaslanması
yanlıştır. Hayvanlara ait parayı emeklilere emeklilere ait parayı da
ağaçlandırmaya harcayamazsın. Her birinin kendi önemi var. Bazıları da şöyle
diyor: Neden hacca gidiyorsunuz da onu muhtaç olanlara dağıtmıyorsunuz. Bilader
hac parası ayrıdır muhtaçlara dağıtılan sadaka ayrıdır. İşte bu da onun gibi
gereksiz bir demogoji…
Hayvanlar bizim insan habitatımızın doğal üyeleridir. Sağlıklı
olmalarını ve çevremizle uyumlu olmalarını temin etmek için bütçe ayırmanın
kötü bir tarafı yok. Devletlerin büyük bütçeleri var ve hayvanların ıslahı ve
rehabilitasyonu için ayrılacak olanı da devede kulaktır.
17) Sokaklarda başıboş hayvanlar artık var olmamalı
- Fert olarak millet olarak devlet olarak o kadar bilinçli
davransaydık zaten bu noktaya gelmeyecekti. Biz Hindistan gibi yaşayıp Almanya
gibi sonuç bekliyoruz. 😊
Türkiye’de sokak köpeklerinin tümünün ortadan kaldırılması
zor. Bunu başarsak bile şehirlerimiz fareler sıçanlar ve yılanlarla dolabilir.
Mesela bu sene (2024 yaz mevsimi) çok fazla yılan olduğu rapor ediliyor. İki
hafta önce akşam tek başıma Midyat Millet Parkı’nda oturuyordum. Saat 12’den
önce insanlar dağıldılar. Ben biraz daha kaldım. Tam gece 24:05’de 10 metre önemde
5 tane iri sıçan (fare, ceredon) ortaya çıktı 😊
Geceleri şehirlerimizi, sokaklarımızı kimin istila ettiğini
biliyor muyuz acaba? İşte o sokak köpekleri büyük oranda bunlarla besleniyor.
Köpekler de zaten genellikle gündüzleri uyurlar ve geceleri dolanıp
beslenirler.
18) Sokak hayvanları hastalıklara sebep oluyorlar
- Bu da başka bir çelişki. Mademki sokak köpekleri
hastalıklara sebep oluyorlar neden insanlardan bunları sahiplenmeleri ve
evlerine almaları isteniyor?
Besili ve kümes hayvanlarından yayılan salgın hastalıkları
daha fazladır. Çünkü insanlar bu hayvanlarla doğrudan temas halendeler. Halbuki
sokak köpeği ile temas halinde değiliz ama onu evimize alıp, sahiplenip
beslersek o zaman temas edecek ve hastalıklara sebep olabilecek. Aslında
köpekler insanların çöplerini ve çöplerin etrafındaki haşereleri yiyor.
Muhtemelen buna yapmasalar daha fazla hastalık olabilir.
19) Diğer ülkelerdeki durum nasıl? Almanya’da neden sokak
köpeği yok?
- Amerika ve İngiltere’de sokak köpeği itlafı yaygındır.
Amerika’da yılda 1 milyon cıvarında köpek itlaf ediliyor. Almanya’da ise bazı hayvanın
tedavi edilemeyecek derece hasta olması, rehabilite edilemeyecek derece
saldırgan olması gibi durumlar haricinde hayvanların itlafı yasaktır. Buna
rağmen Almanya’da başıboş köpek bulunmamaktadır. Almanya’da hayvan
sahiplendirme ile ilgili sıkı kurallar vardır. Hayvanlar barınaklara alınmakta
ve nüfusu kontrol altında tutulmaktadır. Ama bence en önemli neden Almanya’da
uygulanan çöp politikasıdır. Almanya’da atıklar ev içinde farklı çöp
bidonlarına atılarak ayrıştırılır. Ayrıştırma evde başlar ve bu yüzden çöp geri
dönüştürmede dünya lideridir. Çöpler kontrol altına alınabildiği için sokak
köpekleri için şehirlerde bir besin zinciri bulunmaz.
20) Çözüm önerilerin nedir?
- Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Kötü bir çözüme
muhalefet etmenin başka bir çözüm sunmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Yani
diyelim ki sen kötü bir şey yapmak üzeresin ve ben de sana “bu kötüdür bunu
yapma” diyorsam bunun için bir alternatif sunma zorunluluğu yok. Bununla
birlikte bu soruna insancıl bir çözüm bulmak hepimizin sorunu ve
zorunluluğudur. Bu ikisini karıştırmamak gerekir.
Türkiye’de düzgün işleyen bir çöp/atık politikası oluşturulmalı
ve hem kurumlarımız hem de halkımız bu konuda bilinçlenmeli ve işbirliği
yapmalıdır.
İkincisi bu hayvanların kontrol altına alınabilmesi için bu
konuda daha fazla ödenek harcanmalı. Tüm hayvanlar yakalanarak küpe takılmalı.
Böylece her hayvanın kimlik numarası ile bir veritabanına bağlanarak aşıları, vukuatı
vs kontrol altında tutulmalıdır. Belediyelerin bu konuda iyi çalışan bir ihbar
hattı olmalı.
Dişilere spiral takılması, kısırlaştırma gibi yöntemlerle
nüfusu ve doğumları kontrol altına alınmalı. Şu ana kadar yasal olarak yapılan
buydu ama pratikte o kadar uygulanmıyor.
Toplum hayvanlara karşı bilinçlendirilmeli ve hayvanlara karşı
saldırganlık ve işkence de önlenmeli. Çünkü bu kötü muamele hayvanları
saldırgan hale getirebilir. Sen kaldırımda yatan köpeğe bir tekme atarsın ve o
da gider başka birini ısırır.