İbranice adı Saul. Hristiyan olduktan sonra Yunanca Pavlos adını alır. Bir İbrani olmasına rağmen aynı zamanda Tarsuslu bir aileden, bir Roma vatandaşıydı.
Saul, Hz. İsa'nın vefatından hemen sonra ilk hristiyan mühtedilerine karşı şiddet uygulayan fanatik bir yahudi idi. Saul'un bu döneme ait bir çok vukuatı var. Resullerin İşleri kitabında hristiyanlığın ilk şehidi olan İstefanos'un katledilişini seyrettiği anlatılır. Ancak Saul'un rolü bu kadar sınırlı değildi. Clement'in İtirafları kitabında Hristiyan cemaatinin lideri olan Yakub'un mescidte vaaz verirken Saul'un mescit cemaatine emrindeki adamlar ile saldırdığı, cemaati şiddet kullanarak dağıttığı, Yakub Sıddık'ı mescidin merdivenlerinde yuvarlatarak sürüklediği ve bayılıncaya kadar kafasına odunla vurduğu anlatılır. Yakub'un öldüğünü sanıp bırakmış, hristiyanlar da Yakubu alıp götürmüş. Bu hikaye, Resullerin İşleri kitabında geçen İstefanos'un öyküsüne çok benziyor.
Daha sonra Saul Şam diyarında Hıristiyanların izlerini bulup temizlemek için yola çıktığında başına bir musibet gelir, kör olur. Kendi tanıklığıyla İsa Mesih kendisine zuhur ederek, “Saul, saul! Neden bana eziyet ediyorsun?” diyerek uyarır. Bu olaydan sonra kimliğini gizleyen bir hristiyanın eliyle iyileştirilir. Bundan sonra Saul hidayete gelir ve kendini İsa'nın yoluna adar.
Havari Petrus tarafından Kudüs'e götürülüp cemaate takdim edilir. Üç yıl Erden'de kalarak arınır ve cemaate kabul edilir. Bundan sonraki dönemde tebliğci olarak Antakya'ya ve Roma'nın diğer şehirlerine yollanır. Petrus ve Barnabas ile birlikte çalışır.
Pavlos'un pagan şehirlerde tebliğ ettiği dinden tavizler vermesi Hristiyan cemaatinin tepkisini çeker. Sünnet olmanın ve şeriatı uygulamanın gerekli olmadığını; Mesih İsa'nın imanının kurtuluş için yeterli olduğunu vazeder. Bu yüzden Petrus ve Barnaba ile araları iyice açılır.
Resullerin İşleri kitabının aktardığına göre Kudüs'e çağırılan Pavlos'a Hristiyan cemaati kızgındır. Cemaatin lideri olan Yakup Sıddık, Pavlos'un ifadesini alır ve Yahudilikten geçme yeni muhtedilerin, Pavlos'un şeriat hakkında vaz ettiklerinden çok kızgın olduklarını söyler. Tevbe etmeye çağırılan Pavlos yedi günlük arınma tevbesini kabul eder. Ancak ondan sonra mescide çıktığında cemaatin müntesipleri “işte sürekli şeriatın aleyhinde konuşan adam” diyerek ona saldırıp linç etmeye kalkarlar. Bölgenin hakimi olan Roma lejyonu son dakikada Pavlos'u kurtarır.
Pavlos'un Hristiyan akidesi üzerinde büyük bir etkisi vardır. Pavlos bir havari değildir, yaşamı sırasında İsa'yı görmüş değildi. Ancak Pavlos yine de Resul olarak kabul edilir.
0 yorum:
Yorum Gönder