17 Ekim 2014 Cuma

Bir Ateistin İntiharı Üzerine


Bir ateist olan Mehmet Pişkin'in intihar videosunu nihayet dinledim. Bir ateist bile hayata tutunur, ama o yaşam gayesinin farkındalığına varmış. Bu yüzden tutunmayı bırakmış.

Kendine soruyor: "Ben 35 yıl yaşadım, bir o kadar daha yaşasam ne olacak, ne değişecek?" Bunu kendine sormaya başladığında egon dağılır. Farkındalık egoyu öldürür ve ego ölünce hayatın bir anlamı kalmaz.

Mehmet Pişkin yaşamının muhasebesini yaptığında gördüğü şey, ne kadar dolu dolu yaşadığı, ne kadar eğlendiği, arkadaşları filan... Neden yaptığın işler, başardığın şeyler değil? Bir depresyona, bir hastalığa, bir yıkıma karşı savaşmak bile bir insanın başarma duygusunu kamçılayabilir.

Demek istiyor ki; yeniden toparlasam ne değişecek, "belki biraz daha partilerdik, belki biraz daha eğlence"... Hayatın anlamı parti ve eğlence ise sonunun intihar olması kaçınılmaz. Ve o da altın vuruşunu yaptı.

Ölümünü herkesin katılabileceği izleyebileceği bir şölene dönüştürmek istedi. Hatta İngilizcesini bile söyledi. Kendisini izleyecek tanımadığı milyonlarca insana hatta yabancılara "sizleri seviyorum" diye mesaj gönderdi. Ta ki onu ansınlar, kalplerinde yaşatsınlar. Ah Mehmet kardeşimiz, insanoğlu ne kadar unutkandır bir bilsen. Seni milyonlarca insan konuşacak bu doğru, ama üç gün sonra bütün insanlar seni unutacak. Belki geriye bir veya iki yakının seni daha uzun bir süre acıyla hatırlayacak.

Mehmet Pişkin'in en büyük sorunu yalnızlık idi. Bakın videosunda hep arkadaşlarından, dostlarından bahsediyor. Eksik olduğu şeyler bunlar. Ve son darbeyi de bir arkadaşının onu terketmesi ile yedi. Mehmet Pişkin hayatı boyunca hep mutlu, şen ve şakrak maskesi ile yaşamış. Şimdi yalnızsın ve kendine karşı yalnızken, mutluluk maskesi takamazsın.

Beni gömmeyin, mezara girmek istemiyorum diyor. Çünkü mezar yalnızlığın; gömülmek terkedilmenin en keskin halidir.

Beni kadavra yapın diyor mesela; çünkü hala insanların ona yakın olmasını, ona dokunmalarını, çocukların iskeleti ile oynamasını istiyor. Ve hiç olmazsa balıklar bedenimi yiyebilir, ama gömülmek, hapsedilmek onun için katlanılamaz.

Şimdi herkes kendine sormalı, ibret almak isteyenler için ibret alınabilecek kadar uzun yaşamadım mı? Bu da geride kalanlara ibret olsun.

Paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *