Dikkat
ediyor musunuz, İran'ın ABD ve Avrupa ambargolarını kaldırttığı bir
dönemde İran'ın müttefiki ve hamisi olan Rusya aynı ABD ve Avrupa'nın
ambargosuna takılıyor...
Bunun nedeni dış politikadaki üslup
meselesidir. İranın bu tahtada saçtancı çok iyi oynadığı ortada, herkesi
çok güzel bir şekilde yönetiyor. İlişkilere kısaca göz atalım:
İran-ABD:
İran'ın ABD ile sorunları derindir. ABD'nin sorunu 1979'da İranlıların
bir şeriat devleti kurması değildi. Suud'ta da, Pakistan'da da bir
şeriat devleti var. Fakat İran devrimden sonra, ABD ile ilişkilerin iki
taraflı ve eşit düzeyde sürdürüleceğinin deklare edilmesi ile film
koptu. ABD Şah'ın kendi bankalarındaki paralarını vermeyi reddetti. Buna
İranlı Öğrenciler ABD konsolosluğunu işgal ederek karşılık verdi. O gün
bugün İran ve ABD ile ilişkiler bozuldu. İran "şer ekseni"ni olan
ülkeler listesine dahil edildi. Her türlü ambargoya maruz tutuldu. Irak
İran savaşında Irak'a silah satışı yapılırken İran'a silah satışı
yasaklandı.
Peki sonra? 11 Eylülden bu yana ABD ile ilişkiler
kademeli olarak düzelme yolunda ilerliyor. Taliban'ın egemen olduğu
Afganistan'da casusluk yaptıkları gerekçesi ile bazı diplomatlarını idam
etmesi ile İran Afganistan ilişkileri savaş haddine kadar gelmişti. Tam
da o sırada 11 Eylül hadisesi yaşandı. İran Talibana karşı ABD ile
işbirliği yaptı. (O dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin BBC
ile yapılmış bir röportajı var, bunu çok açık bir şekilde itiraf ediyor,
Türkçe altyazılı Youtube'ta bulup izleyebilirsiniz). Hatemi o
röportajda ABD'ye sağladıkları değerli katkıların kısa sürede Taliban'ın
yıkılmasına sebep olduğunu bunu Irak için de uyguladıklarını ve sonuç
aldıklarını söylüyor.
Ve Arap Baharı... Tam da bu dönemde ABD
İran ambargosunu kaldırmayı kabul etti. Neden? Bizim İrancı
kardeşlerimizin iddia ettiği gibi eğer ABD Arap baharında Eset ve İran
karşıtı ise neden tam da böyle bir karşıtlık döneminde İrana karşı
yaptırım yoluna gitmiyor da on yılların ambargosunu kaldırıyor?
Tabi ki böyle bir durum yok.
Tamam, ABD İranı da Eset'i de sevmiyor. Ama İran ABD'nin "kötünün
iyisini" seçmesini sağladı. El-Kaide'yi, IŞİD'i ve selefi cihatçıları
gösterip, kendisine karşı bugüne kadar hiç savaşmamış olan şii blokunu
seçmeye ikna etmiş görünüyor. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi...
Arap dünyası artık eskisi kadar batıya güven vermiyor. Hatırlayınız,
ABD'nin kısmen desteklediği Libya devriminde Libya halkı ABD
büyükelçisini linç edip sokak ortasında döve döve öldürdü. Körfez
ülkeleri son yılların gelişmeler karşısında endişeli ve batı öfkesi ile
bilenmiş olan sünni/selefi cihatçıları finanse etmeye meyilli gözüküyor.
Ama İran bölgesel çıkarları bu noktada batı dünyası ile uyuşuyor.
İran-Rusya:
1979'daki İran İslam Devriminden sonra özellikle Tudeh partisinin
lağvedilmesi ve komünistlerin tasfiye edilmesi Rusya ve İran
ilişkilerinin gerilmesine sebep olmuştu. Ancak bu çok uzun sürmedi. ABD
ve Batı dünyası ile bozulan ilişkiler, Irak-İran Savaşının patlak
vermesi, Rusyanın Afganistanı işgal etmesi, ve Suriye'deki Hafız Eset
gibi ortak çıkar ve paydalar neticesinde ilişkiler tekrar düzeldi.
İmam Humeyni'nin Peygamber (as)'ın Mekke'nin fethinden sonra zamanın
krallarına islama davet eden mektup gönderişi gibi çağdaş zamanın
yöneticilerine mektup göndermesi olayı vardı. Batı ülkeleri Humeyni'nin
mektubunu bile açmazken, Rus lideri Gorbaçov devlet töreni ile mektubu
açtırıp elçisine okuttu.
Arap baharına gelince Rusya ve İran
bir konuda daha ilişkileri güçlendirme ihtiyacı duydu. Eset'i savunma
ihtiyacı ortak payda idi. ABD'nin Türkiye'deki İncirlik üssüne benzer
şekilde Rusya'nın da Suriye'de üssü bulunmaktaydı. Ancak dikkat ediniz.
Resmi düzeyde İran Suriye'de yok iken, Rusya neden bu kadar ön plana
girdi. İran resmi olarak Suriye'de savaştığını bir cephe açtığını
reddediyor, buna karşılık Suriye'de savaşanların sadece gönüllüler
olduğunu söylüyor.
İran eskiden hep ABD'ye kafa tutardı, şimdi
ABD'ye kafa tutmayı Rusya üzerinden yapıyor. ABD Rusyaya karşı tüm
çılgınlıklarına ve tacizlerine rağmen sertleşmediği halde Rusya her
geçen gün ABD'ye karşı sertleşiyor. İki kişi düşünün ki, karşılıklı bir
gerilme yok, bir taraf diğer tarafa artan bir ivme ile geriliyor. O
zaman gerilen o ikinci kişinin aslında üçüncü bir kişinin dolduruşuna
gelmiş olabileceğini pek ala söyleyebiliriz.
Şimdilik bu kadar...😃
13 Aralık 2015 Pazar
Ana Sayfa »
Dış Politika
,
Gündem
,
Uluslararası İlişkiler
» Rus dış politikası İran'ın gazına geliyor
0 yorum:
Yorum Gönder