3 Temmuz 2016 Pazar

Eset'in katliamlarını Erdoğan'a fatura edenler

Hiç kuşku yok ki Beşşar Eset yüzyılın en kanlı diktatörlerinden biridir. Gayri meşru bir darbe ile iktidara gelmiş olan bir caninin oğlu ve varisidir ve kendisi de canidir.

Suriye halkına onyıllardır kan kusturan gerici Baas rejiminin başıdır. Arap baharı ile başlayan, halkın insani taleplerini kanla bastırmış, yüzbinlerce insanı öldürmüş, milyonlarca insanını da ülkeden kaçırtmıştır.

Buna rağmen bazıları Eset'in katliamlarını Erdoğan'a fatura edebilmektedir. Eset'in katliamlarının faturasını Erdoğan'a kesenler ikiye ayrılır:

1) Gerçek Esetçiler: Mezhebi yakınlıktan dolayı Şiiler, Aleviler, İrancılar ve bazı solcular. Bunlar olayı bilerek çarpıtırlar. Arap baharından iki yıl önce bile Çeçen savaşçılarının Erdoğan eliyle Suriye'ye yerleştirildiğini (!) iddia edenleri dahi gördüm. Akıl almaz iddialar. Onlara göre Suriye cennet gibi (!) bir yerdi. Ta ki Erdoğan orayı karışırıp (!) muhalefeti ayaklandırana (!) kadar. Eski tüfek bir solcu olan İsmet Özel bile hükümeti eleştirirken "Eset'in kendi halkını öldürdüğü şeklinde akıl almaz iddiada bulundular" diyebilmiştir.

2) Bilinçsiz ve bir o kadar da kibirli kişiler. Bunlar aslında bir şey bilmezler. İlk maddedeki kişilerin yoğun propagandası altındadırlar. Cahil olmalarına rağmen biliyorum ediyorum kibirindedirler. Gerçekten birşey bilmiyorlar. Erdoğan bu denklemin dışında idi. Arap baharı başladığı zaman Suriyede olaylar hemen başlamadı. Deraa'da yaşları 12 cıvarında olan bir kaç çocuk duvara özgürlük içeren bazı sloganlar yazarken yakalandılar. Muhaberat bu çocukları feci işkenceler ile öldürülerek ailelerine parçalanmış cesetlerini geri verdi. Bunun üzerine Deraa'daki aileler protesto gösterileri yaptı. Her protesto gösterisi katliam ile sonuçlandı. Derken gösteriler Suriye şehirlerinde yayılmaya başladı ve katliamın dozu artarak devam etti. Bu süreç içinde Erdoğan Eset ile ikili ilişkilerini kullanıp çözüm arayışına gitti. Eset'i şiddet olmaması ve reform yapılması için çağrıda bulundular, yalvardılar yakardılar. Olayların başlamasından yedi ay sonra Eset ulusal televizyona çıkıp konuşma yaptı. Herkes reform ve rahatlama beklerken, Eset "Muhaliflerin bir avuç çapulcu olduklarını ve onların canlarına okuyacaklarını" açıkladı. Bundan sonra da ordudan kopmalar yaşandı ve bazı subaylar tarafından halkı savunmak için Özgür Suriye Ordusunun kurulduğu açıklandı. Türkiye Eset'in tüm çağrıları reddetmesinden sonra artık Eset'i desteklemenin mümkün olmadığını buna karşın Özgür Suriye Ordusunu desteklediğini açıkladı. Bundan sonra iç savaş başladı. Dikkat edin yedi ay sonra ve beşbinden fazla sivil gösteri meydanlarından öldürülmüş, onbinlerce kişi tutuklanmıştı. Erdoğan babasının yolundan giden ve çığırından çıkmış Eset'in artık gitmesi gerektiğini, inşallah yakında da gideceğini ve Emevi camiinde barış içinde namaz kılacaklarını söyledi. Ancak olaylar Erdoğan'ın istediği gibi olmadı. İran, Lübnan Hizbullahı ve dünyanın tüm şiileri ve Rusya Eset'e aktif destek verirken, muhalefeti destekleyen Erdoğan ve Arap Körfez Ülkeleri muhalefete aktif lojistik sağlayamadı. Amerika ve Avrupa Eset'in lehine olacak şekilde Suriyede hava uçuşunu yasaklamayı reddetti. Böylece o gün bugün Eset bol bol bombardıman yaptı. Yüzbinlerce ölü ve milyonlarca göçmen bu şekilde oldu. Aynı şekilde Amerika ve Avrupa Türkiye'nin ve Arap Körfez Ülkelerinin muhalefeti açıktan silahlandırmasına engel oldular. Elbette Türkiye de Körfez ülkeleri de illegal yollardan muhalefete destek olmaya devam ettiler. İşte Mit tırları operasyonu da Gülen cemaatinin Amerikan hesabına bir ifşası idi. Muhalefete ABD ve AB'den gizlice gönderilen silahları ifşa ettiler, hükümeti ve Erdoğan'ı zor durumda bıraktılar.

Olayın özeti bundan ibaret...
Paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *