17 Şubat 2017 Cuma

Kuran Yeterli mi?

Bu soru tam olarak bir fitnedir.

- "Kuran tek başına yeter" denilemez,
- "Kuran tek başına yetmez" de denilemez.

Eğer bu Kuran tek başına yeter diyorsanız o zaman İslam Tarihi'nin ürettiği tüm eserleri, tüm külliyatı ortaya döküp yakmanız gerekir. O zaman Kuran'dan başka bir kitap okumak abestir. Fahrenheit 451'e hoşgeldiniz. Öyle ya, eğer Kuran tek başına yetiyorsa o zaman diğer kaynaklara ne gerek var?

Eğer Kuran tek başına yetmez" derseniz de o zaman Kuran'ın dışında bir alan açmış olacak; Kuran dışı, onunla uyumlu olmayan şeyleri Kuran ile reddedemez bir hale gelmiş olacaksınız.

***

Her iki anlayışı da reddetmek durumundayız.

Kuşkusuz Kuran, müslüman hayatının merkezidir. Önce o vardır. Muhkem olan Kuran'dır. Kuran-ı Kerim, başka hiçbir kaynak ile mukayese edilemez. Ancak Kuran'da açıklamasını hükmünü bulamadığımız şeyler için diğer kaynaklara yönelmek gerekir. Doğru olan budur.

***

Günümüzde "Sadece Kuran yeter" diyenlerin derdi, dini ıslah çabasından haraketle öze döndürmek değildir. Çünkü ıslah çabası islami düzeni ıslah etmek içindir. Dini düzeni diskalifiye etmek için değildir. Eğer "Kuran-ı merkeze almak" dinin hükümlerini tashih etmek olsaydı bu doğru olurdu. Ancak günümüzde "Kuranı merkeze alanlar" içinde dinin tashihi ile ilgilenen bir kesimi hiç göremedim malesef.

Sadece Kuran diyenler, Kuran'ın hükümlerine ne kadar inanıyorlar?
Kuran'ın açıkça vazettiği ve modern hayata uygun olmayan hükümleri ne kadar kabul ediyorlar?

  • Kuran çok eşliliği kabul eder.
  • Kuran erkeğin kadına üstünlüğünü kabul eder.
  • Kuran mirasta bir erkeğe iki kadın payı verilmesini kabul eder.
  • Kuran bir bir erkeğin şahitliğini iki kadının şahitliği ile eşit tutar.
  • Kuran bazı durumlarda kadınların dövülebileceğini onaylar.
  • Kuran kısas'ı (öldürmeye karşı öldürme) emreder.
  • Kuran kafirlerle savaşmayı, onları katletmeyi emreder.
  • Kuran cihadı, Allah yolunda savaşmayı namazdan daha çok emreder.
  • Kuran müslümanı ehli kitaptan üstün görür ve cizye verinceye kadar onlarla savaşmayı emreder.
  • Kuran haram aylarda savaşmayı büyük günahlardan sayar. (Haram ayların ne olduğunu bilen var mı?)
  • Kuran tüm devlet yasalarının kendisiyle yapılmasını emreder ve buna uymayanların kafir, zalim ve fasık olduğunu söyler.
  • ...

Liste uzayıp gider. Buraya "Sadece Kuran" diyenlerin asla onaylayamayacağı yüzlerce "Kuran hükmünü" ekleyebiliriz. Ama anlayana kâfidir.

Sadece Kurancılar'ın amacı dindarlaşmanın kalitesini arttırmak değil, dindarlaşmayı yok etmektir. Önce Kuran dışındaki bütün kaynakları diskalifiye edecekler, sonra da geri kalan alanlara kendi görüşlerini yorumlarını "Kuran" diye yutturacaklar. Mesele budur.

Bu yüzden "Sadece Kuran" değil, "Önce Kuran" demek gerekir.

***

Diğer taraftan "Kuran yetmez" demek de gelenekçilerin, asırlardır süregelen hurafelerine sıkı sıkı yapışmak için kullandıkları bir yöntemdir.

Bir keresinde Ebubekir Sifil şöyle bir ifade kullanmıştı. "Eğer size 500 ayet de getirseler inanmayın! Buhari çökerse din de çöker."

Yani Buhari Kuran'ın alternatifi, muadili midir? Buhari çökerse Müslim var, Müslim çökerse de Tirmizi var. Bu nasıl bir mantıktır? O zaman Buhari'den önce din yok muydu?

Bu tam olarak Adiyy bin Hatem hadisini hatırlatıyor. Malum olduğu gibi Adiyy bin Hatem Hristiyan idi. Hz. Peygamber (sa)'i görmeye geldi. Boynunda bir haç vardı. Hz. Muhammed onu görünce;

- "Onlar rahiplerini ve hahamlarını ve Meryemin oğlu İsa'yı Allah'tan başka rabler edindiler." ayetini okudu.

Adiyy dedi ki, "Ne alaka biz onlara tapmayız ki"

Peygamber efendimiz cevaben buyurdular ki; "Onlar bir hüküm verdiklerinde onların hükümlerini Allah'ın hükümlerine tercih ediyorlardı."

Sen de şimdi Allah'ın 500 ayetini görmezden gelip Buhariye yapışırsan Hristiyan ve Yahudilerin yaptığı gibi Allah'tan başkasına nasıl tapmış olduğunu görmüş olursun.

***

Bu yüzten şunu diyoruz: "Kuran nesli" olduklarını iddia eden "Kuran Tüccarları"na dikkat ediniz!


Paylaş:

6 yorum:

  1. En radikal gruplardan tutun da en ılımlısına kadar onlarca sapık fırka kendi yolunun doğruluğuna dair ayetleri delil gösteriyor. Hariciler bile Hz Ali'yi kafir ilan ederken Kur'an ayetini delil gösteriyorlardı. Demek ki bu kafayla o dönemde yaşasaydın Harici olacaktın :) Bu kadar yüzeysel bilgiyle bu kadar farklı konuda fikir beyan edip bunların gerçek doğru olduğuna inanmak tipik bir çap sorunu malesef...

    YanıtlaSil
  2. Bilgimin yüzeyselliğine dair bir iki örnek verebilir misiniz mesela? Yoksa hoşunuza gitmeyen yazılar okuyup yargılıyor musunuz?

    YanıtlaSil
  3. Allah razı olsun. %100 doğru yazdıklarınız.

    YanıtlaSil
  4. Bak şimdi, diyorsun ki;

    "Kuran tek başına yeter" denilemez, "Kuran tek başına yetmez" de denilemez.

    Sonra diyorsun ki:

    "Eğer bu Kuran tek başına yeter diyorsanız o zaman İslam Tarihi'nin ürettiği tüm eserleri, tüm külliyatı ortaya döküp yakmanız gerekir."

    Peki bu konuda ben ya da sen değil. Kuran tek başına yeterlidir diyen kim ? Allah'tır. Nasıl yani dimi? Hani sen diyorsun ya:

    "Eğer bu Kuran tek başına yeter diyorsanız o zaman İslam Tarihi'nin ürettiği tüm eserleri, tüm külliyatı ortaya döküp yakmanız gerekir."

    Böyle keskin bir görüş, gülesim geldi dur..

    Öhöm evet ..

    Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (En’am, 114)

    Ne oldu bi ses gitti? Bi nefes kesilmesi mi yaşadın. Dur yeni başladık.

    Biz bu Kitap’ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. (En’am, 38)

    Bak nasıl sıralıyoruz ayetleri, iyice kavrayabilsinler diye. (En’am, 65)

    İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık. (En’am, 98)

    Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, “Sen ders aldın!” desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım. (En’am, 105)

    Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (En’am, 114)

    Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da ayrıntılı olarak açıklanmış bir Kitaptır. (Hud, 1)

    Sana bu Kitap’ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun. (Nahl, 89)

    Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur’an’dan başka şey değildir. (Yasin, 69)

    Kutsal/bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler. (Sâd, 29)

    Yemin olsun ki, biz, Kur’an’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? (Kamer, 17)


    Demek ki Kur'an tek başına yeterlidir. Allah böyle diyorken siz kim oluyorsunuz da başkası yetemez denemez de, kuran tek başına da yetmez diye iki çelişkili konuyu savunarak, aslında Kur'an'a şirk koşuyorsun? Senin iddianı Allah Kuran'da yazmaz mıydı? Bir sen mi akıllısın?

    Evet diyorsan geçmiş olsun, şirk koştun.

    Her şey açık.

    Kur'an'ı evrensele yaymak, kendini kandırmak isteyenlerin tutumu böyledir. Ama işte idrak sıfır.

    YanıtlaSil
  5. Mesaj yazış biçiminiz saygısız, kibirli, ukalaca... Yine de mesajınızı onaylayıp cevap vereceğim. Enam 114-115 ayetinin nüzul sebebine baktığımızda şunu görüyoruz:

    Bir kere bu ayet Müslümanlara hitap etmek için inmedi, müşriklere hitaben indi. Müşrikler bir konuda hakemlik yapmak istediklerinde bir kahine başvururdu. Peygambere de "seninle aramızda istersen Yahudi bilginlerinden istersen de Hristiyan piskoposlarından bir hakem seçelim, bakalım onların kitabında sana dair bir şey varsa bize haber versinler" dediler. Bunun üzerine bu iki ayet indi.

    "Allah bu kitabı indirmişken başka (bir kahin, bir yahudi bilgini bir hıristiyan psikoposu gibi) bir hakem mi arayayım? de" diyor. Ama siz bunu "peygamber sözü" dahil Kuran dışında hiçbir sözün kabul edilmemesi itibar edilmemesi şeklinde anlıyorsunuz. Peygamber sözünü bu şekilde itibarsızlaştırıp reddetmelerine rağmen bazı mealcilerin örneğin bir Krishnamurti'den bir aforizmayı paylaşabiliyorlar.

    *

    Enam 38'i de kafanıza göre yarısını alıp cımbızlayarak paylaştınız.

    Ne diyor Enam 38:

    "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir."

    Peki o zaman bu kitapta "yürüyen ve kanatlarıyla uçan tüm canlılar" ile ilgili o bilgi nerede? Kuranın neresinde geçiyor o canlılarla ilgili detaylar? Elbette bununla kastettiği Kuran değil. Herşeyin Allah katında yazılı olduğunu beyan ediyor.

    Aynı şekilde Enam 59'da da geçer:

    "Gaybın anahtarı yalnızca O'nun yanındadır. O'ndan başka hiç kimse onları bilemez. Karada ve denizde olan her şeyi bilir. Bir yaprak düşse mutlaka onu bilir. Yerin karanlığında tek bir dane, canlı ve cansız yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın."

    Burada "fi kitabin mubin" Kuran değildir. Çünkü Kuran "kitab'ün" (belgisiz, cins adı) değil, "el-kitap"tır (belirli, müşarün ileyh, hakkında konuşulan bilinen). Bu ikisi (nekre ile marife) arasındaki farkı bilmiyorsanız bu konulara hiç girmeyin.

    Enam 65:

    "De ki: “Allah size üstünüzden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye ya da sizi muhalif gruplara ayırıp birbirinize güçlerinizin acısını tattırmaya kādirdir.” Bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!"

    Bu ayetle Allah neyi açıklamış? Azabın nasıl olacağını açıklamış? Bu ayetten Kuran dışında hiçbir söze itibar edilmemesini nasıl çıkarıyorsun?

    Enam 98:

    "O, sizi bir tek nefisten yaratmıştır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Gerçekten biz, derinlemesine düşünen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık."

    Burada ayetlerin "açık ve anlaşılır olduğu" bildiriliyor. Ayetlerin "olmuş ve olacak her bilgi" kapsadığını açıklamıyor.

    *

    Bunun tersine ayetler de vardır. Örneğin:

    “... Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (bilenlere) sorun.”(Nahl, 43)

    "… Oysaki onu Resul'e ve kendilerinden olan ulu'l-emre bildirselerdi; işin iç yüzünü bilenler, ne olup bittiğini, bilirlerdi." (Nisa 83)

    "Allah ve resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakları yoktur. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır." (Nisa 36) Allah'ın hüküm vermesi yetmiyor muydu? Bu ayet niye peygamberi karıştırıyor?

    Haşr 7. Ayet: Bu ayette PEYGAMBER NE VERİRSE ALIN ifadesi "peygamberin getirdiği Kuranı alın" anlamında değildir. Ayet bütünlüğünden de anlaşıldığı gibi mal bölüşümü hakkında inmiştir ve peygamberin tüm sözlerinin tüm eylemlerinin bağlayıcı olduğunu gösterir.

    Sonuç itibarıyla peygamberin Kuran dışındaki söz ve davranışlarının tümü inananlar için bağlayıcıdır.

    Not: Sadece saygı dairesi içindeki yorumları yayınlıyorum. Lütfen başkalarına yazarken saygılı olunuz.

    YanıtlaSil

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *