7 Eylül 2020 Pazartesi

Taciz Vukuatı ve Toplumun İkiyüzlülüğü

 

Toplumun tacizci tarikat şeyhine bu kadar yüklenmesi açıkça bu toplumun ikiyüzlülüğünü ve sahtekarlığını gösteriyor. En başında da sosyete ve magazin müptezelleri. Milyonlara varan takipçileri var, yazınca da kendileri gibi müptezel bir kitleyi konsolide ediyorlar.

Peki bu neden ikiyüzlülük ve sahtekarlık oluyor onu size anlatayım.

Efendim eğer taciz en güvenilir kişi tarafından yapılırsa o kadar travmatik ve verilmesi gereken tepki de ağır olur. Kimse Tecavüzcü Coşkun ile Nuri Alço'yu tacizden dolayı kınamaz, çünkü adamın işi o. 😂

Neyse önemli bir konuyu konuşuyoruz burada şakayı sonra yapalım.

Şimdi en kötü ve en fazla tepki verilmesi gereken taciz hangisidir? Bunlar tacize uğrayan kişi açısından en güvenilir olan kişilerdir.

1) Aile içi tacizdir, gerçek bir taciz/tecavüzden bahsediyorum tabi. Baba, ağabey, amca, dayı, enişte vs. Tacize uğrayan çocuk veya kadın açısından başka bir sığınak yoktur. Nadiren de oluyor ve en ağır olanlar da bunlardır.

2) Öğretmenler ve eğitimciler... Toplum olarak öğretmenlere güveniyoruz, çocuklarımızı gün boyu onlara emanet ediyoruz. Dolayısı ile öğretmenin öğrenciyi taciz etmesi büyük bir lekedir ve asla kabul edilemez.

3) Doktorlar ve sağlık görevlileri... Çok afedersiniz bir kadının kocasına bile gösterirken utandığı en mahrem yerini muayene veya doğum sırasında o doktorun önünde açabiliyor. Dolayısı ile bu meslek erbabından bir taciz olayı vuku bulursa bu da en ağır tacizlerden biridir.

4) Polisler, asker, jandarma ve güvenlik görevlileri... Çocuklarımıza hep şöyle deriz. Ola ki bir gün kaybolursan kaybolduğunu kimseye söyleme direkt polise git. Kaybolursan camiye git demiyoruz ama karakola git diyoruz. Polise güvenmek zorundayız ve böylece polisin de olası bir taciz eylemi asla kabul edilemez.

5) Din görevlileri... Diğer dört örnekte olduğu gibi kendimizi din görevlilerine pek teslim etme durumumuz yok. Yine de din görevlilerinin ahlak ve maneviyat rehberliği önemlidir. Elbette bunlar yetkili diyanet görevlileridir.

Şimdi o şeyh efendiler sarık sarmakla sakal uzatmakla din adamı olmuyorlar. Bunlar zaten toplumda dışlanmış bir kesimdir. İçinizde kaç kişi çocuğunu götürüp o tarikata teslim ediyor? Ama hepimiz çocuklarımızı öğretmene doktora polise ve imama teslim ederiz.

Şimdi bir öğretmen öğrenciyi veya doktor hastayı taciz ederse kimsenin gündemine girmiyor. Ama toplumun zaten tipinden nefret ettiği uyduruk bir şeyhin tacizinden sosyal medya yıkılıyor.

Paylaş:

4 Eylül 2020 Cuma

Evlilik yaşı meselesi

Biz müslümanlar çağın ruhunu yakalama hususunda çok gerideyizdir. Çünkü hala çocuk (erken yaş) evliliğini savunanlar var.

Eskiden ergenliğe girer girmez kız çocuklarını hemen everirlerdi. Bu surette kızlar 12-15 yaş aralığında muhakkak evlenmiş olurdu. 18'ini bulan evde kalmış sayılırdı. 😅

Asrı saadetten günümüze sayısız örnekleri ile çocuk evlilikleri (erken yaş) vardı. Ama bu sadece İslam toplumuna has bir özellik değildi. Avrupa'da da Çinde de kısacası tüm dünyada böyle idi. Kralların padişahların her zaman çocuk yaşında eşleri gözdeleri olmuştur.

Modern öncesi toplumda kadının doğurganlığı önemli olduğu için erken evlenilirdi. Eğer bir kadından 10 çocuk yapmak istiyorsanız kadınla ergenliğe girer girmez evlenmeniz gerekir. Biyolojik açıdan bunun başka bir yolu yoktur. Çünkü 35-40 yaşlarından sonra kadının doğurganlığı azalır veya sona erer.

Ancak günümüzde değer yargıları değişti. Tarıma dayalı feodal bir toplum değiliz artık. Günümüz nüfusu ve toplumsal yaşamı da bu şekilde çok çocuk yapılmasını gereksiz hatta imkansız hale getirmiştir. Şu halde müslümanların erken yaş evlilik ısrarı neden? Bu feodal kafada ısrar etmek neden?

İslam'da nikah için bir yaş var mı?

İslam'da nikahın asgari şartı tarafların buluğ çağına erişmeleridir. Buluğ çağına erişmeden nikah yapılamaz.

Kuran'da kadınları (nisa) nikahlayın diyor. Çocukları (veled/vildan, tıfıl/etfal) demiyor.

Nisa 6. ayette de evlilik için buluğ ve rüşd şartını getiriyor. Ayet şöyle der:

وَابْتَلُوا الْيَتَامٰى حَتّٰٓى اِذَا بَلَغُوا النِّكَاحَۚ فَاِنْ اٰنَسْتُمْ مِنْهُمْ رُشْداً

"Yetim (velisi olmayan sahipsiz) kızları da nikaha erişip erişmediklerini deneyin (araştırın inceleyin). Eğer onlarda olgunluk görürseniz ..."

Ayette de görüldüğü gibi sahipsiz kızlar için bile olsa BULUĞ (biyolojik yeterlilik) ve RÜŞD (akli yeterlilik) nikahın şartlarındandır.


Paylaş:

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *