5 Temmuz 2021 Pazartesi

İptalinin ardından İstanbul Sözleşmesi

Arkadaşlar biliyorsunuz İstanbul Sözleşmesini hallettik. Muhafazakar kesimin sözleşme aleyhindeki tutumu viral hale gelince sevgili Cumhurbaşkanımız da sevgili halkımızın nabzına uygun olarak sözleşmeyi iptal etti. Bu durum bizim muhafazakar kesimin ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.

Efendim İstanbul Sözleşmesi hakkında zaten bir çok şey biliyorsunuz. Fakat muhtemelen bilmediğiniz bir şey söyleyeceğim. Tabi bilen biliyor da bizim İslami kesimin bu konuda çok bilgisi/haberi olduğunu sanmıyorum.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (AİHS) biliyorsunuz. AİHM'i mutlaka biliyorsunuz ama. Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Bu aralar AİHM ile aramız çok iyi değildir çünkü bizi son yıllarda çok mahkum etti. Özellikle Fetöcüler Osman Kavala ve Selahaddin Demirtaş konusunda çok canımızı sıktı. Ama AİHM her zaman bu kadar sıkıcı değildi. Biz müslümanlar henüz iktidar olamazkene ve Kemalist rejim bize ve başörtülü bacılarımıza zulüm ederkene sık sık başvururduk AİHM'e. Hatta Abdullah Gül Cumhurbaşkanı ikene First Lady Hayrunnisa Gül ablamızın TC hükümetine karşı bir davası vardı. First Lady olunca davayı geri çekmişti.

Neyse, konuyu hep dağıtıyorum. Şimdi AİHM Avrupa Konseyinin bir mahkemesidir. Bu Avrupa Konseyi'nin, üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ile bir alakası yoktur. Lütfen karıştırmayın. Bu başka bir kuruluştur. Avrupa Konseyi 1949'da İnsan Hakları Sözleşmesinin yayınlanması ile beraber kuruldu. Türkiye de kurucu üyesidir. Yani ilk kurulduğu günden bugüne Türkiye Avrupa Konseyine üyedir. Konseyin tek görevi İnsan Hakları konusunda çalışmalar yapmaktır.

AİHM yani mahkeme, AİHS'in yani sözleşmenin kriterlerine göre işliyor. İnsan hakları sözleşmesindeki kriterler üye devletler tarafından ihlal ediliyor mu? Mahkemenin görevi bu. Şimdi AİHS yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ana protokoldur. Bir de ek protokollar var, yani ek sözleşmeler. Mesela İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi, Azınlıkların Korunması Sözleşmesi, Çocukların İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Sözleşmesi vs.

Bu saydıklarımın sonuncusunu hatırladınız mı: Yani İstanbul Sözleşmesi... 😃

Çocukların İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi var bi de... Sağda solda onun hakkında da atıp tutanlar var. Henüz duymadıysanız da duyacaksınızdır. Namı diğer, Lanzarote Sözleşmesi.

Yazının başında İstanbul Sözleşmesini hallettik demiştim. Çünkü bu aralar Lanzarote sözleşmesi'ne karşı da benzer kampanyalar yapılıyor. Efendim neymiş, Lanzarote sözleşmesi çocuklara karşı cinsel istismarı meşrulaştırıyormuşmuş...

Merak ediyorum acaba bunu yapanlar bunu bilerek mi yapıyorlar? Misal Abdurrahman Dilipak ağabeyimiz attığı bir twitte "Lanzarote, İST. Sözleşmesi ve CEDAW (o da BM'nin İnsan hakları sözleşmesine ek bir sözleşmedir) fuhşiyatı meşrulaştıran sözleşmelerdir" demişti. Fakat Dilipak 2005'te Türkiye'de askeri mahkemede yargılanıp ceza aldığında bunu AİHM'e götürmüştü. AİHM'in sözleşmeleri fuhuşçu oluyor ama biz sıkışınca yine AİHM'e gideriz.

Ben doğru mu anladım acaba?

Paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *