Türkiye'nin modern anlamda bir "ulus devlet" sistemini inşa etmesi Lozan Antlaşması ile sağlanabilmiştir. Burada ulus devlet ile kastedilen bir ırk/etnisite temelli devlet değildir. Ulus devlet modern anlamdaki devlet birimidir.
Devlet üç temel unsurdan meydana gelir:
- Sınırları çizilmiş bir ülke
- Üzerinde yaşayan bir halk
- Hukuk düzeni üzerine kurulu siyasal bir otorite.
Tek vatan tek millet tek bayrak derken kastedilen budur. Osmanlı'da sınırlar net değildir. Bir millet değil, dört millet vardır: Müslümanlar, Yahudiler, Rumlar, Ermeniler. Lozan'da Osmanlı'daki dört millet sistemi terkedilmiş, buna karşın Türk uyruğu ile tek millet sistemi benimsenmiştir.
Lozan'ın sağladığı en önemli şeylerden biri kuşkusuz ülke sınırlarının net bir şekilde tespit edilmiş olmasıdır. Osmanlı'nın sürekli toprak kaybetmesi de ülke sınırlarının tam olarak net olmamasıdır. Osmanlı'da sınırlar gücünün ulaştığı yerdir. Haliyle gücünün doruğunda iken sınırlar genişler güç kaybettiğinde de sınırlar daralır. Bütün imparatorluk devletleri de böyle idi.
Bu güç ve sınır ilişkisi bütün ülkeler için geçerli değildi. Örneğin ABD'nin 19. yüzyıldan beri yani yaklaşık 150 yıldır sınırları değişmemiştir. Aslında ilk defa Vestfelya Antlaşması nda ortaya çıkan bu sistem Amerikanın 1918'de ortaya koyduğu Wilson ilkeleri ve yine 1929'da uyguladığı Kellogg Paktı ile diğer ülkelere de dayatıldı. 1933'te Uruguay'ın başkenti Montevideo'da kabul edilen konvansiyona göre içişlerine müdahale edilmeyen egemen ulus devletin tanımı kabul edildi.
Türkiye bu sisteme Lozan Antlaşması ile dahil oldu.
0 yorum:
Yorum Gönder