Şimdi "Batı Karşıtlığı" konulu yazılara makalelere bakıyordum. Fahrettin Altun'un Setav'daki 2015 tarihli "Batı Karşıtlığı Niçin Anlamlıdır" başlıklı yazısına denk geldim.
Batı karşıtlığının olması gerektiğini, anlamlı olduğunu, haklı olduğunu ve bu haklı gerekli anlamlı karşıtlığı sürdürmenin giderek zorlaştığını filan anlatıyor.
Fahrettin Altun kardeşimiz (benden 2 3 yaş küçük) siyaset bilimi profesörü. Mütedeyyin kesimin kurduğu bazı üniversitelerde dekanlık yapmış ve şu anda da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini icra ediyor.
Bana sorarsanız Batı karşıtlığının hiçbir haklı ve anlamlı tarafı da bulunmamaktadır. Batıda kötülük olduğu gibi iyilikler de var. Haksızlık yapanlar olduğu gibi haksızlığa karşı çıkanlar da var. Rachel Corrie'yi Filistin'e gelip müslüman bir aileyi savunmak için hayatını kaybetmesine sebep olan müslümanlığı değildi. Batı kültüründen öğrendiği hak arayışı idi. Daha 1500'lü yıllarda Amerika İspanyollar tarafından işgal edildiğinde bu haksızlığın karşısında dikilen rahip Bartolome De Las Casas da batılı idi.
Savunma refleksi ile sürekli batıyı suçlamanın da İslam dünyasına ve müslümanlara hiçbir faydası da yoktur. Hele batıya yönünü dönmüş olan Türkiye için bu daha da vahim bir durumdur. Bunu eğitim ve siyasetin tepesindeki kişilerin yapması ise trajedimizin fotografı olsa gerek.
0 yorum:
Yorum Gönder