Mustafa İslamoğlu hoca "bir dönem İslamcı olduğu için pişmanlık duyduğunu" ifade etmiş. Ben tam tersini düşünüyorum.
Eğer İslamcı değilsek hiçbir şey değiliz. "Biz İslamcı değiliz
müslümanız" demek de doğru bir yaklaşım değildir. Eğer İslamcı değilsen,
senin müslümanlığın sana yön vermiyor demektir. Solcu müslüman,
kapitalist müslüman, hatta farmason müslüman bile olabilirsin. Eğer
İslamcı değilsen siyasete, felsefeye, düşünüş biçimine, ideolojine,
dahası tüm dünya işlerine İslamı karıştırmıyorsun demektir. Eğer islamcı
değilsen sekülersin, din ve dünya işlerini ayırıyorsun demektir. Eğer
İslamcılık yoksa senin dinin ile budizm veya animizm arasında ne var?
Böylece din sadece bir kaç ibadet ve ahlak öğretisinden ibaret kalırdı.
Evet İslamcılığı ben de çok eleştiriyorum. Bizim ona yüklediğimiz
yanlış anlamlar, sonunda bizim onu terketmemize sebep olmaktadır. Bu
yüzden bunu bir "özeleştiri" olarak yapıyorum. Peki İslamcı olmayıp ne
olacağız, bu saatten sonra "sosyalist" mi olacağız? Yahova şahitlerine
mi katılacağız? Yoksa materyalist ve pozitivist mi?
***
Yahudilerin çoğu bildiğiniz ateisttir. Irk birliği desen zaten bu
mümkün değildir. Biri Polonyadan biri Iraktan öteki Afrikadan gelmiştir.
Yahudilik dini ve öğretisi dışında ortak bir noktaları bulunmamaktadır.
Yine de siyonizm bir Yahudi ideolojisidir. Bir Yahudi ateist de olsa
siyonist ideolojiye ve perspektife sahiptir. Ateist bile olsa...
Günümüzde "Marksizm" bir komünist ütopyayı kurma geleneği değildir.
Marksizm sınıf temelindeki eşitsizliğe ciddi itirazlar yapan bir gelenek
olarak devam etmektedir.
Siyasal/düşünsel bir hareket olarak
"Feminizm" de kadınların egemen olduğu Amazonvari bir siyasal sistem
kurmak demek değildir. Kadınların toplum içindeki eşitsiz şartlarına bir
itirazdır. Bu bir düşünüş biçimidir, bir projeksiyondur.
***
Ve nihayetinde İslamcılık da bir düşünüş ve değerler projeksiyonudur.
Bizim İslamcılık ile ilgili bazı paradigmalarımız yanlış. İslamcılığı
bir "asrı saadete dönüş" veya "ideal toplumu ve ütopyayı kurma" projesi
olarak görmek yanlıştır. Bu anlamda İslamcılık bir "siyaset etme"
hareketi değildir. Keza her İslami görüşü de "Allah böyle buyurdu"
noktasına indirgemek de yanlıştır. Allah Hz. Muhammed'den bu yana kimse
ile konuşmadığına göre bize ancak Kuran ve Peygamberler geleneğinin
sunduğu bir perspektife göre aktif ve faal bir düşünce projeksiyonu
takip etme durumu mümkün olmaktadır.
Yeni bir paradigmaya ihtiyacımız var.
0 yorum:
Yorum Gönder