31 Ağustos 2022 Çarşamba

Atatürk Milliyetçiliği

Atatürk milliyetçiliği diye bir kavram var. Bu kavram 1982 anayasa metninde de geçmektedir. 1961 anayasası Türk Milliyetçiliği'ne vurgu yaparken 1982 anayasasında bu ifade değişmiş ve Atatürk Milliyetçiliği şeklinde kullanılmıştır.

Peki Türk milliyetçiliği ile Atatürk milliyetçiliği arasındaki fark nedir?

Türk milliyetçiliği Türk kavmi ve Türk ırkı ile ilgilidir. Bu yüzden tüm Türk topluluklarını kuşatır. Buna Büyük Türk Birliği merkezli Turan milliyetçiliği de denebilir. Atatürk milliyetçiliği ise Anadolu coğrafyası ile sınırlıdır ve tam olarak Türkiyelilik milliyetçiliğidir.

Atatürk ırka ve dine dayalı milliyetçiliği reddeder ve vatandaşlık bağına dayanan milliyetçiliği yani Türkiyeliliği savunur. Atatürke göre kendini Türk kabul eden her vatandaş Türktür. Bu yüzden "Ne mutlu Türke" dememiş, "Ne mutlu Türküm diyene" demiştir. Yani bir Kürt de olsan, bir Çerkez veya bir Arap da olsan, Türküm dediğin zaman Atatürke göre sen bir Türk'sün. Zaten anayasanın 66. maddesinde de "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" demektedir. Bu maddedeki hüküm 1924 anayasasından beri değişmeden kalmıştır.

Bunun dışında Atatürk Anadolu dışındaki Türk toplulukları ile de bir bağ kurmamıştır. Atatürk Nutuk'ta büyük Türk birliği ülküsü olan Turancılığı da reddeder. Mesela Enver paşa Orta asyaya kadar gidip Türklük savaşı verirken Atatürk Anadolu dışındakilerle ilgilenmemiştir.

Toparlayacak olursak Atatürk milliyetçiliği bir ırk/kavim milliyetçiliğinden ziyade bir ulus milliyetçiliğidir. Buna göre Türkiye'de yaşayan tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Türk'tür.

Peki Türkçüler ve Kürtçüler Atatürk milliyetçiliğinin bu anlama geldiğini biliyor mudur?


 

 

Paylaş:

30 Ağustos 2022 Salı

Fakirler zenginlerden daha çok harcama yapar

 Aslında fakirler zenginlerden daha çok harcama yapar. Çünkü zengin tutumlu olmayı öğrendiği ve kazandığından daha azını harcadığı için zengin olmuştur. Fakir de kazandığının tümünü harcadığı ve bir tasarruf kültürü edinemediği için fakir kalmıştır.

Bu bir ironi değil. Gerçek budur 😃

Çünkü insanın ihtiyaçları gelirine göre otomatikman genişleme özelliği gösterir. Çok az geliriniz vardı ve bir şey biriktiremiyordunuz. Sonra geliriniz biraz artar ve buna bağlı olarak harcama düzeyiniz de değişir ve tüm maaşınızı harcayacak bir şeyler bulacaksınız.

Diyelim ki düz memursun maaşın 8 bin lira. Kıt kanaat geçiniyorsun. Sonra başka bir şeye atanırsın bürokrat olursun maaşın 30 bine çıkar. Hemen herşeyi değiştirmeye başlarsın evin semtin alışveriş yaptığın marketin tüm mobilyaların senin ve çocukların kıyafetleri varsa araban çocukların okulları vs vs. Ee artık çocukların koleje gitmeye yakışır, bürokrat adamsın yani ayıptır. Eskiden 8 bin yetmiyordu. Bir anda 30 binin de yetmediğini göreceksin. 😆

Halbuki zenginin durumu böyle değildir. Zenginin ilk kuralı kazandığından daha az harcamaktır. Böylece asgari ücret bile alsan para biriktiriyor olacaksın demektir. İkincisi fakir harcama yapmaktan mutlu olur. Zengin ise kazandığı ve biriktirdiği zaman mutlu olur. Bunun için de tüketimini kontrol altına almaya çalışır. Mesela fakir gider 36 ay taksitle iPhone alır, zengin ise şirketinde kullandığı kartların parapuanlarını biriktirip onunla iPhone alır veya tatile gider. 😃

Bu yüzden fakir tüketim harcamasını maksimize ederken zengin onu minimize etmesi gerektiğini bilir ve öyle davranır. Zaten bu yüzden zengin olur. 😃



Paylaş:

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *