Tarihselcilik elbette yeniden keşfedilmesi gereken bir kavramdır. Bunun için önce tarihi detaylı olarak bilmek, sonra da o günün olay ve olgularını bugünün bilimsel kriterleri içinde yeniden analiz edip değerlendirmek gerekiyor.
Bir örnek vermek gerekirse saraylar. Saraylar genellikle padişahların lüks ve şatafat içinde yaşamak için yaptıkları ultra lüks yapılar olarak düşünülüyor. Sanki 5-6 yıldızlı lüks bir tatil oteli/tesisi imiş gibi algılanır. Halbuki bu algı saraylar için doğru değildir.
Herşeyden önce saraylar o dönemlerin en önemli idari binalarıdır. Hatta sadece bir bina değil, bir site ve kompleks gibidir. Devlet yönetimi ile ilgili tüm işlemlerin görüldüğü yerdir saraylar. İdari teşkilat burada yer alır. Çeşitli meclisler, yargılamalar ve üst mahkemeler, halkın çeşitli istek, şikayet, başvuru ve işlemleri, hanedanlık ailesinin çocuklarının eğitimi, çeşitli bürokrat ve diplomatların eğitimi burada yapılırdı. Protokollar, devlet törenleri, yabancı devlet başkanlarının ve elçilerin ağırlanmaları, devletler arası görüşmeler ve konferanslar burada akdedilirdi.
Padişah ve ailesi (hanedanlık) burada yaşadığı gibi önemli devlet görevlileri de aileleri ile birlikte sarayda yaşarlardı. Keza bir muhafız bölüğü de sarayda kalmaktadır.
Yani tarihte saraylar bir tatil ve lüks içinde yaşanan konaklar değil, devlet yönetiminin yürütüldüğü idari binalardır.
0 yorum:
Yorum Gönder