Bazıları sürekli "o fabrika satıldı bu fabrika satıldı memleket satıldı" diye paylaşım yapıyorlar.
Arkadaşlar özelleştirme olması gereken bir
şeydir. Yıllar önce ilk kez İlhan Kesici'den dinlemiştim. Kendisi uzun bir
dönem DPT'de (Devlet Planlama Teşkilatı) planlama uzmanı olarak çalışmış
birisidir. Kesici yeni kamu modelinde özelleştirmenin gerekli olduğunu
anlatıyordu. Kesici bu konuda özellikle İngiltere üzerinde yaptığı çalışmalardan
örnekler vermişti. İngiltere'de 1980'lerde sonra hızlı bir özelleşrirme
programı uygulanmıştır.
Bu konuda benim söyleyeceklerim şu: Devlet fabrika işletmez. Zarar edip
etmemesi önemli değil. Çünkü liberal ekonomilerde bu tarz üretim süreçleri özel
sektöre bırakılmıştır. Sosyalist modelde tüm üretim araçları
kollektifleştirilirken Keynesyen modelinde ise bu ikisinin ortasında bir durum
meydana gelir. Ancak Keynesyen sistemi de 1970 krizinden sonra çöktü ve Neo
Liberal ekonomiye geri dönüldü.
Sosyalist, Korporatist ve Keynesyen gibi devletçi sistemler 1930'larda uygundu
ama özellikle 1980'lerden sonra bu tamamen bırakıldı. Hatta bu tarihten sonra
sadece Keynesyen gerilemedi sosyalizm de çöktü. Korporatizm zaten 2. Dünya
savaşından sonra tarihe karıştı.
Günümüz mentalitesinde devlet şeker üretemez. Üretmemeli. Çünkü devlet şeker
üretirse bu konuda özel sektör gelişemez. Çünkü özel sektör kamu gücü
üstünlüğüne sahip üretici devlet firmalarıyla rekabet edemez. Özel sektör
gelişmediği için de dışarıya bağımlılık artar.
Örneğin Türkiye'de kağıt üretiminin geri kalmış olmasının sebebi Seka'nın
devlet kuruluşu olmasıdır. 30 35 yıl önce matbaacılık ve yayıncılık yapıyordum.
Seka özelleştirilmeden önce o zamanlar da kullanılan kağıdın %90'ı ithaldi.
Seka son derece adi bir kağıt üretiyordu. Dışardan getirilen 3. Hamur kağıdı
bile ondan iyiydi. Sanıyorum bir tek gazetelerde kullanılıyordu. Bir de karton
kağıdı diye bir kağıt üretiyordu. O da Bristol ile kıyaslanınca çok adi bir
kağıttı. Dışardan gelen 1. Hamur, Kuşe, Bristol, Kraft vb. kağıtlarla kalite
bakımından rekabet edebilmesi mümkün değildi. Açıktır ki Seka sektörün önünü
tıkamıştır.
Kamu gücü rekabete açık tüketim mallarının üreticisi olduğunda o sektör
gelişmez. Özel sektörün ürettiği ürünler ticari kaygılarla sürekli
iyileştirilip geliştirilir. Devletin ise ticari kaygısı olmaz. Olsa bile bunu
siyasiler yönetemez. Devleti yöneten siyasi kurumlar olduğu için devlet
kurumları olan fabrikalar da siyasi partilerin oyuncağı hale gelir. Her gelen
hükümet yandaşlarını bu fabrikalara doldurur. Bu yüzden başarılı olması da
mümkün değildir.
Uygar ülkelerde artık devlet asli görevleri olan adalet, güvenlik, sağlık,
eğitim, imar, altyapı vs ile uğraşıyor. Buna ekonomide saf kamu malları
deniliyor. Devlet saf kamu malları alanının dışındaki sektörlerden çekilip
küçüldüğü için yandaşların devlet kadrolarına doldurulması söz konusu olmuyor
ve devletin yükü daha hafif, giderleri daha az oluyor. Devlet özel sektörü ve
piyasaları teşvik eder ve onlardan vergi alır. Böylece serbest pazar ürünleri olan
tüketim mallarında pek çok özel işletme açılıp rekabet ve fazla üretim olunca
fiyatlar da düşer.
0 yorum:
Yorum Gönder