27 Temmuz 2024 Cumartesi

20 Soruda Sokak Köpekleri Sorunu

1) Başıboş köpek sorunu nedir?

- Son bir kaç yılda sokak köpeklerinin nüfusunda gözle görülür bir artış yaşandı. Bazı yerlerde köpeklerin sürü halinde gezmesi sosyal hayatı tehdit etmektedir. Popülasyonun artışına bağlı olarak köpek saldırısı, ısırma ve kudüz vakalarında da istatiksel bir artış görülmektedir. Bununla birlikte kamuoyunda giderek dozu artan bir tepki bulunmaktadır. Özellikle bazı kişiler bu konuda ciddi kampanyalar yürütmektedir. Örneğin twitter'da takipçi sayısı yüzbinleri bulan bazı kişilerin neredeyse tüm paylaşımları köpek karşıtlığına dönüşmüştür. Haliyle sosyal medyadaki bu etkinlik sokaklarda yaşananlardan çok daha etkili olmakta, kamuoyunu ve hükümeti etkilemektedir.

 

2) Ne yapılmak isteniyor? Sorun ve çözüm nedir?

Mevcut "Hayvan haklarını koruma kanunu"nda değişiklik yapılması isteniyor. Mevcut kanuna göre başıboş köpekler için "yakala-aşıla-kısırlaştır-sal" prensibi uygulanmaktayken yapılmak istenen değişik ile "yakala-barınağa al-rehabilite et-sahiplendir veya uyut" şeklinde uygulanmak isteniyor. Kesin olarak yapılmak istenen şey, sokaklarda hiçbir başıboş köpeğin varlığına izin verilmeyeceğidir. Ancak bu çözüm bu şekilde uygulanırsa milyonlarca köpeğin itlaf edilmesiyle sonuçlanabilir. Çünkü şu an mevcut barınak kapasitesi dışardaki başıboş köpek sayısının %10'undan daha az. Dolayısı ile bu hayvanları itlaf etmeden sokaklardan temizlemek mümkün değil.

 

3) Başıboş köpekleri sayısı nedir? Neden bu kadar çoğalıyorlar?

Türkiye’de resmi verilere göre 1,3 milyon köpek bulunmaktadır. Bunlar yakalanıp küpelenmiş olanlardır. Ancak 4 milyon başıboş köpek olduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda sayılarında ciddi bir artış olduğu gözleniyor.

Köpekler insanların ürettikleri çöpler ve bu çöplerin etrafında oluşan haşereler ile besleniyor. Dolayısı ile nüfusunun artışı sadece serbestçe çiftleşiyor olmalarından kaynaklanmaz. Besin zinciri geliştikçe bunların nüfusu da gelişir. Bizim son yıllarda ürettiğimiz organik çöplerimiz arttığı için köpek nüfusu da artmaktadır.

Çöplerin kontrol altına alınmadan sadece köpeklerin ortadan kaldırılması şehirlerdeki haşere popülasyonunu patlatabilir.

 

4) Hayvanseverler sosyal medyayı ayağa mı kaldırıyor?

- Hayvanseverler elbette hayvan haklarının korunması ve köpeklerin uyutulması çağrılarına karşı kampanyalar oluşturuyor. Ama bu tek taraflı değildir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi köpeklerin komple itlafını savunan kişilerin bu konuda yaptıkları kampanyalar, çıkardıkları gürültü ve tantanalar daha az değil. Sürekli köpek saldırılarını içeren anonim videolar bulup paylaşıyorlar. Twitter hesabının tüm paylaşımlarını buna ayıran insanlar var. Dolayısı ile bu iki taraflı bir durumdur.

 

5) Mama lobisi kimdir?

- Köpek karşıtı grubun kullandığı argümanlardan biri de "mama lobisi"dir. Peki bu mama lobisi kimdir? Mama üretici firmaları ve hayvan haklarını savunan STK'lar, dernekler... En son "Masak raporu ile mama lobisi deşifre oldu" diye bir haber servis edildi. Haber ulusal basın organlarından sadece Yeni Şafak'ta çıktı. Bu habere göre söz konusu STK'ların mama üretici firmaları ile finansal ilişkileri ortaya çıkmış. Ancak haberde kimin kime para artardığı belirsizdir. Örneğin STK'lar halktan topladıkları paraların bir kısmı ile mama almışlarsa bu durumda STK'lardan mama üreticilerine finansal hareketler normal ve yasaldır.

Bana göre bu "mama lobisi" ifadesi bir tür propaganda aracıdır. Çünkü halkımız bu tür lobilerden nefret eder ve doğru olup olmadığını test edebilecek bir birikime sahip değildir.

 

6) Başıboş köpekleri mama lobisi mi destekliyor?

- Tam tersi. Sokak köpeklerinden mama üreticilerinin nasıl bir faydası olabilir? Mama üreticilerinin asıl müşterileri petşoplar ve sahipli hayvanlardır. Bu durumda sokak köpeklerinin kaldırılması ve sahiplendirilmesi mama üreticilerinin daha çok işine yaramaz mı? Örneğin normal insanlar sokaktaki köpekleri beslemek için mama almıyorlar. Ama o köpekleri sahiplenip evine alırsa o zaman onu düzenli olarak beslemek zorundadır. Onun için kendine et, tavuk, balık aldığın gibi köpeğine de mama alman gerekir. Dolayısı ile sahiplendirme ile sonuçlanacak köpek karşıtı kampanya aslında tam olarak mama lobisine hizmet edebilir.

 

7) Hayvan hakları savunuculuğu yapıp zimmetine para geçiren dernek ve STK’lar için ne diyeceksin?

Bu da hayvanların değil, insanların kötülüğünü gösterir. İnsanlar birçok iyi şeyi suistimal ederler. Örneğin yoksullara yardım toplayıp dağıtmak için kurulmuş birçok dernek vardır. Bunların hepsi gerçekten topladıkları yardımların tümünü yoksullara dağıtıyorlar mı?

 

8) İtetapar, köpekperest kimdir?

Üzüntü ile duyduğum sözcüklerdir. Köpek karşıtları hayvan haklarını savunanlara bu şekilde hitap ediyor. Bu kadar saldırgan ve töhmetçi bir toplum olmamalıyız. Mesela ben bir müslüman olarak bana göre sırf sokakları temizlemek için köpeklerin öldürülmesi bir cinayettir. Bu köpekler de tüm canlılar da Allah’ın mahluku ve kullarıdır. Ayette “ve izal vuhuşu huşiret” diyor. Mahşer gününde vahşi hayvanlar bile diriltilip hesaba getirilecek. Elbette mahşer gününde onların bir sorumluluğu yoktur ve sorumlu olan tek varlık insandır.

Bana gelince ben bir köpek sever değilim. Hatta hayvansever bile değilim. Hayatımda hiçbir hayvan beslemedim. Şafi kökenli olduğum için hayatımda hiçbir köpeğe dokunmadım. Ama merhamet etmek başka bir şeydir. Bir köpeğe merhametiniz yoksa siz nasıl Müslümanlarsınız? Adalet bizim sevgimizle alakalı değildir. Sevmediğin bir kişinin veya bir canlının dahi hakkını savunamıyorsan adaletten nasibini almamışsın demektir.

 

9) Hadiste köpekleri öldürün demiyor mu?

- Hiçbir hadis "bakamayacağınız köpeklerin tümünü öldürün” demiyor. Ayrıca saldırganlık göstermeyen hayvanların öldürülmesi de dinen yasaktır. Hadislerde vahşi saldırgan ve kudüz köpeğin öldürülmesi emredilmiştir. Yine de bu hadisler muvakkat ve meşruttur. Yani bu emirler belirli koşullar altında ve geçici olarak verilmiştir. Kuran’da da "kafirleri bulduğunuz yerde öldürün” diye bir ayet vardır. Niye her bulduğunuz kafiri öldürmüyorsunuz. Elbette o ayetler savaş ortamı ile ilgiliydi. Her zaman ve her koşulda geçerli değildir.

 

10) Köpekler saldırgan değil mi?

- Sokak köpeklerinin saldırganlığı nadirdir. Saldırgan olan sahipli köpeklerdir. Onlar da sahiplerini ve alanlarını korumak amacıyla bunu yapıyorlar. Köpeğin doğası bu şekildedir. Sokak köpeğinin ise savunacak bir sahibi ve bir mekanı bulunmadığından saldırganlık göstermezler. Bununla birlikte sokak köpeklerinin saldırganlık gösterdiği zamanlar da olabilir. Ancak bunun sebebini araştırın. Eğer köpekler insanlardan şiddet ve kötü muamele görmüşse onlar da saldırganlık gösterebilir.

Yine de saldırganlık gösteren barınaklarda toplanabilir. Bunlar tedavi ve rehabilite edilmeli. Saldırganlıktan vazgeçmiyorsa da veteriner onayıyla uyutulabilir. Yani itlaf edilebilir. 

Köpekler binlerce yıldır insanlarla birlikte simbiyotik bir ilişki içindeler. Köpekler, aslan, kaplan, pars, ayı, kurt gibi yırtıcı hayvanlardan farklıdır. Çünkü evrimsel olarak insanlarla uyum sağlamışlardır. Bu köpeklerle hiç sorun yaşamayacağımız anlamına gelmez. Hayat karmaşıktır. Kendi eşini çocuğunu anasını babasını kardeşini ve kendini öldüren insanlar bile var. Dolayısı ile münferit vakalar üzerinden köpekleri şeytanlaştırmanın lüzumu yok.

Burada düşünülmesi gereken şey şu olabilir? Bilimsel olarak ve istatistiki olarak başıboş köpeklerin insanlara karşı ve doğrudan kendi doğasından kaynaklanan tehdit oranı nedir? Saldırıların kaçta kaçı başıboş köpek ve sahipli köpek? Bu saldırıların kaçında insanların hataları mevcut. Başıboş hayvanlara köpeklere, kedilere yılkı eşeklere sık sık saldıran ve işkence eden çocuklar ve insanlar da var. Bazı köpek saldırganlıkları bundan kaynaklanıyor olamaz mı?

 

11) Sahiplendirme nedir? Sahiplendirme işe yaramaz mı?

- Yeni çıkarılmak istenen yasaya göre köpeklerin sahiplendirilmesi teşvik ediliyor. Köpekler barınaklara alınarak rehabilite edilecek ve hayırseverlerin sahiplenmesi için sergilenecek. Hükümet yetkilileri de hayvanseverlere çağrıda bulunarak sahiplenme için güçlü bir destek istiyor.

Bana göre bu uygulanması mümkün olmayan son derece saçma bir projedir. Hiç kimse sokak köpeğini evine almaz. Çünkü bu her bakımdan yanlış, tehlikeli ve uygun olmayan bir durumdur. Bir ay içinde bir sokak köpeği nasıl rehabilite edilir? Sen bir ayda onun tüylerindeki kirleri temizleyemezsin. Sokak köpeği sokaklarda doğmuş büyümüş zor şartlar altında mücadele ederek hayatta kalmış. Bir anda evin uyumlu süs köpeği olacağını nasıl düşünebilirsiniz?

Sokakta çocuğun için ve senin için tehlikeli olan köpek senin kendi evinde veya komşunun evinde tehlikeli olmayacak mı? Sokakta görmek istemediğin köpek senin veya komşunun evine gelecek. Gerçekten de köpek karşıtlarının istediği bu mudur?

Evlerde beslenen hayvanlar küçük ve özel cins hayvanlardır. Sokak hayvanları ise daha büyük ve zor şartlar altında bir yaşam sürmüştür. İnsanlara karşı güvensizdir. Alıp öylece evinde besleyemezsin. Çok ciddi uyumsuzluk çıkar. Ayrıca şu anda herkes apartman dairelerinde yaşıyor. Müstakil evler olsa tamam. Apartman dairesinin neresine koyacaksın köpeği.

Ayrıca evde köpek beslemek dinen de caiz değildir.

 

12) Bu sorunu çözmek hayvanseverlerin görevi değil midir?

Mevcut yasa değişikliği “sahiplendirme veya itlaf” gibi iki seçenek sunuyor. Böylece hayvanseverlerin sokak köpeklerini sahiplenmeleri ve kurtarmaları bekleniyor. Ancak bu bir şantaj pazarlığıdır. Çünkü bu hayvanların varlığı ve yaşama hakkı hayvanseverin sevgisine ve fedakarlığına bağlı değildir. Biz onları sevsek de sevmesek de onların yaşama hakkı var.

Ayrıca bazılarının dediği gibi “seviyorsan evine al besle” demek de son derece ırkçı ve faşist bir tutumdur. Senin ona zulmetme hakkın benim onu evime almamla ters orantılı değil.

 

13) Köpek saldırısı ile mağdur olanlar ne olacak?

- Bir köpek saldırdı diye tüm köpeklerin itlafını istemek adalet değil intikamdır. Bu konuda mağdurları ileri sürmek çirkin bir ajitasyondur. Burada “bir mağduru” dinleyerek tüm köpek türüne karşı karar almak mümkün değildir. Senin çocuğunu eşek tepse, eşeklerin itlafı kararı konusunda sana mı başvurmalıyız? Her gün trafikte evladını kaybeden yüzlerce acılı anne var. Trafik yasalarını çıkarırken onlara soruyor musunuz?  

Hayır yani bu benim başıma da geldi. 2007’de bir köpek benim çocuğuma da saldırdı. Belki hayatımın en kötü travmasıydı. Hayatımda hiç o kadar öfkelendiğimi hatırlamıyorum. Ama bir sokak köpeği değil komşunun köpeği idi. Sokaklardaki köpekleri kaldırıp bunları sahiplendirirseniz saldırganlıkların azalacağı anlamına gelmiyor. Tam tersine daha da artabilir. Çünkü sahipli köpekler başkalarına saldırır.

 

14) Köpeklerin saldırganlığına dair bir sürü video yayınlanıyor buna ne dersin?

- İstatistiki olarak köpek saldırısı çok azdır. Servis edilen videoların çoğu anonimdir. Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda çekilmiş videolar sanki bugün burada bizim mahallede yaşanmış gibi sosyal medyada paylaşılıyor. Halbuki her haberde olduğu gibi bu videolarda da 5N1K (ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin, kim) uygulanması gerekir. Dolayısı ile bu tür videoların üzerine atlamak ve aslını astarını öğrenmeden hemen paylaşmak doğru değildir. Çünkü bu kadar köpek karşıtlığı yapmak da hayvan ırkçılığına girer.

 Bunun dışında köpeklere saldıran birçok insan videoları da var. İnsandan daha zalim bir varlık var mı?

 

15) Neden öldürülen çocuklara merhamet etmiyorsun da köpeklere merhamet ediyorsun?

Bu da başka bir çirkin ajitasyon. Merhamet herkes için gereklidir. Çocuğa da köpeğe de merhamet etmek gerekir. Elbette çocuklar köpeklerden daha önemlidir. Bir çocuğa saldıran bir köpeğin elinden bir çocuğu kurtarmak için gözümü kırpmadan o köpeği parçalayabilirim. Burada insanın üstünlüğü ve önceliği tartışılamaz. Ama konu bu değil ki. Konu herhangi hayvanın yaptığından dolayı alakası olmayan başka hayvanları da suçlamak doğru değildir.

Çocuklara merhamet etmek demek tüm köpeklere nefret etmek ve tümünden intikam almak demek değildir. Saldırgan bir köpekten dolayı saldırgan olmayan milyonlarca köpeğe acımasızlık göstermenin mağdur çocuklara merhamet etmekle bir alakası yoktur.

 

16) İtlere harcanacak para neden emeklilere harcanmıyor?

Dini bütün ağabeylerimizden kardeşlerimizden bunu da duyduk. Bu da başka bir ajitasyon. Bir şeyi yapmanın doğru olup olmadığı tartışılabilir ama bir şey alakası olmayan başka bir şey ile ilintilenerek kıyaslanması yanlıştır. Hayvanlara ait parayı emeklilere emeklilere ait parayı da ağaçlandırmaya harcayamazsın. Her birinin kendi önemi var. Bazıları da şöyle diyor: Neden hacca gidiyorsunuz da onu muhtaç olanlara dağıtmıyorsunuz. Bilader hac parası ayrıdır muhtaçlara dağıtılan sadaka ayrıdır. İşte bu da onun gibi gereksiz bir demogoji…

Hayvanlar bizim insan habitatımızın doğal üyeleridir. Sağlıklı olmalarını ve çevremizle uyumlu olmalarını temin etmek için bütçe ayırmanın kötü bir tarafı yok. Devletlerin büyük bütçeleri var ve hayvanların ıslahı ve rehabilitasyonu için ayrılacak olanı da devede kulaktır.

 

17) Sokaklarda başıboş hayvanlar artık var olmamalı

- Fert olarak millet olarak devlet olarak o kadar bilinçli davransaydık zaten bu noktaya gelmeyecekti. Biz Hindistan gibi yaşayıp Almanya gibi sonuç bekliyoruz. 😊

Türkiye’de sokak köpeklerinin tümünün ortadan kaldırılması zor. Bunu başarsak bile şehirlerimiz fareler sıçanlar ve yılanlarla dolabilir. Mesela bu sene (2024 yaz mevsimi) çok fazla yılan olduğu rapor ediliyor. İki hafta önce akşam tek başıma Midyat Millet Parkı’nda oturuyordum. Saat 12’den önce insanlar dağıldılar. Ben biraz daha kaldım. Tam gece 24:05’de 10 metre önemde 5 tane iri sıçan (fare, ceredon) ortaya çıktı 😊

Geceleri şehirlerimizi, sokaklarımızı kimin istila ettiğini biliyor muyuz acaba? İşte o sokak köpekleri büyük oranda bunlarla besleniyor. Köpekler de zaten genellikle gündüzleri uyurlar ve geceleri dolanıp beslenirler.

 

18) Sokak hayvanları hastalıklara sebep oluyorlar

- Bu da başka bir çelişki. Mademki sokak köpekleri hastalıklara sebep oluyorlar neden insanlardan bunları sahiplenmeleri ve evlerine almaları isteniyor?

Besili ve kümes hayvanlarından yayılan salgın hastalıkları daha fazladır. Çünkü insanlar bu hayvanlarla doğrudan temas halendeler. Halbuki sokak köpeği ile temas halinde değiliz ama onu evimize alıp, sahiplenip beslersek o zaman temas edecek ve hastalıklara sebep olabilecek. Aslında köpekler insanların çöplerini ve çöplerin etrafındaki haşereleri yiyor. Muhtemelen buna yapmasalar daha fazla hastalık olabilir.

 

19) Diğer ülkelerdeki durum nasıl? Almanya’da neden sokak köpeği yok?

- Amerika ve İngiltere’de sokak köpeği itlafı yaygındır. Amerika’da yılda 1 milyon cıvarında köpek itlaf ediliyor. Almanya’da ise bazı hayvanın tedavi edilemeyecek derece hasta olması, rehabilite edilemeyecek derece saldırgan olması gibi durumlar haricinde hayvanların itlafı yasaktır. Buna rağmen Almanya’da başıboş köpek bulunmamaktadır. Almanya’da hayvan sahiplendirme ile ilgili sıkı kurallar vardır. Hayvanlar barınaklara alınmakta ve nüfusu kontrol altında tutulmaktadır. Ama bence en önemli neden Almanya’da uygulanan çöp politikasıdır. Almanya’da atıklar ev içinde farklı çöp bidonlarına atılarak ayrıştırılır. Ayrıştırma evde başlar ve bu yüzden çöp geri dönüştürmede dünya lideridir. Çöpler kontrol altına alınabildiği için sokak köpekleri için şehirlerde bir besin zinciri bulunmaz.

 

20) Çözüm önerilerin nedir?

- Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Kötü bir çözüme muhalefet etmenin başka bir çözüm sunmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Yani diyelim ki sen kötü bir şey yapmak üzeresin ve ben de sana “bu kötüdür bunu yapma” diyorsam bunun için bir alternatif sunma zorunluluğu yok. Bununla birlikte bu soruna insancıl bir çözüm bulmak hepimizin sorunu ve zorunluluğudur. Bu ikisini karıştırmamak gerekir.

Türkiye’de düzgün işleyen bir çöp/atık politikası oluşturulmalı ve hem kurumlarımız hem de halkımız bu konuda bilinçlenmeli ve işbirliği yapmalıdır.

İkincisi bu hayvanların kontrol altına alınabilmesi için bu konuda daha fazla ödenek harcanmalı. Tüm hayvanlar yakalanarak küpe takılmalı. Böylece her hayvanın kimlik numarası ile bir veritabanına bağlanarak aşıları, vukuatı vs kontrol altında tutulmalıdır. Belediyelerin bu konuda iyi çalışan bir ihbar hattı olmalı.

Dişilere spiral takılması, kısırlaştırma gibi yöntemlerle nüfusu ve doğumları kontrol altına alınmalı. Şu ana kadar yasal olarak yapılan buydu ama pratikte o kadar uygulanmıyor.

Toplum hayvanlara karşı bilinçlendirilmeli ve hayvanlara karşı saldırganlık ve işkence de önlenmeli. Çünkü bu kötü muamele hayvanları saldırgan hale getirebilir. Sen kaldırımda yatan köpeğe bir tekme atarsın ve o da gider başka birini ısırır.

 


Paylaş:

3 yorum:

  1. 6. Numaralı madde cikariminda maddi hatalar var. Zira mamadan en kazançlı olanlar daima üreticilerdir. Son satıcı bu noktada elbette kazançlı ama Total kazanç üreticinindir ve bu onları daha da büyütür,buyutmekte.

    YanıtlaSil
  2. Köpeklerin saldırganlıklarının ana sebebi dikkate alınmamış. Bu hayvanların barınak ve yiyecek içeceklerine sahip çıkma içgüdüsü ve hem barindiklari ve hem de ister çöp,isterse halkın gelişigüzel yol kenarı ve:ya boş alanlara yiyecek içecek bırakması bu hayvanları saldırganlaştıran ana sebeplerin başında gelmekte diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
  3. Maruf'cuğum; Değerlendirmeleriniz çok makul ve insani.

    YanıtlaSil

Blog Arşivi

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *