Hayırseverliği bireysel ve kurumsal anlamda insanlığa öğreten İslamiyettir.
İslam dışında (ve nispeten Hıristiyanlık) hiçbir din ve ideoloji hayırseverliğe yer vermemiştir. Örneğin Hindu dininde alt tabakada yaşayan Paryalar (onlara Dokunulmazlar veya Dalitler de deniliyor) son derece alçaltıcı bir yoksulluğun içinde yaşarlar. üst sınıftaki insanların Paryalara sadaka vermesi Hindu dininde yasaktır.
Bu durum Japon milli dini olan Şintoizm'de de çok belirgindir. Konfüçyüzcülük ve Budizm'de de durum farklı değildir. Bunlarda biraz daha esnek olsa da yardımlaşma ve dayanışma kişinin bulunduğu sosyal tabaka içinde geçerlidir. Alt tabakalara kimse yardım etmeyi teşvik etmemiştir.
Yahudilikte yardımlar yahudi olanlara yapılır, Yahudi olmayanlara (goyim) yapılan yardımlar ancak istisnadır.
İlk hıristiyanlar bir tür komün hayatı yaşıyordu ve her şeylerini paylaşıyorlardı. Gördüğünüz gibi yine kendi sınıfı içinde bir yardımlaşma ve dayanışma söz konusudur. Hıristiyanlıkta hayırseverlik anlamında kullanılan ve Vulgata İncilinde yer alan Agape kelimesi de bütün Ortaçağ boyunca "Hıristiyanlık sevgisi" anlamında kullanılıyordu. Kelimenin hayırseverlik anlamını kazanması da coğrafi keşifler ve misyonerlik döneminde ortaya çıkmış.
***
İdeolojilerde de farklı değildir. Marksizm dışındaki hiçbir ideoloji (liberalizm, faşizm, anarşizm vs.) ezilmiş ve dışlanmış olan alt sınıflarla ilgilenmemiştir. Fakat buna rağmen Marksizm de bireysel yardım ve sadakayı Burjuvazi sistemini ayakta tuttuğu gerekçesi ile kötüler ve reddeder.
***
Peki İslam'da durum nedir?
İslam'da zekat sadaka infak, en başta konu komşu ve akraba olmak üzere herhangi bir sınıf ve inanç farkı gözetmeksizin tüm açların doyurulması, çıplakların giydirilmesi, kölelelerin azad edilmesi, yolda kalmışlara yardım edilmesi birçok şekilde teşvik edilmiş, hem hukuki hem ahlaki bir nosyon kazandırılmış ve hem de kurumsal hale getirilmiştir. Bununla ilgili elbette onlarca hatta yüzlerce ayet var. Örneğin müminlerden bahseden bir ayette "onların mallarında dilencinin ve mahrumun bir payı vardır" denilir. Dolayısı ile sadece ahlaki değil, hukuki olarak da yoksullar zenginlere paydaş kılınmıştır.
İslam tarihinde toplumun her kesimine karşı yardımlaşma ve dayanışma amaçlı kurumsal yapılar ve uygulamalar görülmüştür. Örneğin Osmanlı'da vakıflar bu konuda önemli bir hizmet vermiştir. Osmanlı'da mahalledeki yoksul insanların avarız vergilerinden payına düşen miktarını karşılamak üzere kurulmuş vakıflar bile vardı.
Bu yüzden şunu açıkça söyleyebiliriz: Bugün dünyada hayırseverlik diye bir düşünce ve uygulama varsa bunu insanlığa öğreten İslam'dır.
0 yorum:
Yorum Gönder